Merhaba blog uzun bir aradan sonra :)
Buradan ayri kaldiğim süreçte çok güzel kitaplar okudum ve okumaya devam ediyorum elbette. Son iki yildir kitap okuma konusunda hayatimin geri kalanini bu konuda daha verimli geçirme karari almiştim ve her gün kendimi bu anlamda geliştiriyorum.
Buraya da güzel bir kitap yorumu birakmak istedim🤗
🔥"Büyükbabam, herkes öldüğü zaman geride bir şey birakmali, derdi. Bir çocuk, bir kitap, bir resim, bir ev, yapmiş olduğu bir duvar ya da bir çift ayakkabi. Ya da ekili bir bahçe. Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğün zaman gidebileceği bir şey, öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktiği zaman seni orada görebilsinler. Ne yaptiğin önemli değil, derdi, yeter ki sen ellerini onun üstünden çektiğin zaman, ona dokunduğun zamanki halini değiştiren bir şey yapmiş olasin."
🔥"Çünkü, eğer dünya kitap okumayanlarla, öğrenmeyenlerle, bilgisizlerle dolmaya başlarsa, kitaplari yakmak zorunda kalmazsiniz, değil mi?
🔥"Kimsenin bir başkasina ayiracak zamani yoktur." Okuduğum ilk distopya türü kitapti. Sinemada bilim-kurguyla pek aram olmasa da kitapda bu tarzi sevdiğimi farkettim.
1953 yilindan bugüne güncelliğini koruyan ve filmi de çekilmiş bir eser.
👩🚒Guy Montag bir itfaiyecidir ve itfaiyecilerin görevi kitaplari yakmaktir ve insanlarin tek bir sayfa dahi okumalarina izin vermemektir. Çünkü okuyan, sorgulayan insanlarin varliği rahatsizlik vericidir. Televizyonlarin insanlari nasil esir aldiği, boş, düşünme, sorgulama yeteneğinden uzak bir kitlenin nasil oluşturulduğu aslinda bugünün bile kanayan yarasi maalesef.
Guy Montag'in içindeki okuma hevesi ve kitaplari yakarken bazilarini saklayip gizlice evine getirmesi ve bir zamanlar kitap yaktiği, ateşe verdigi evlerin durumuna kendisinin düşmesi kitabi soluksuz okutuyor ve tabi ki kitap okumaktan mahrum birakilmak fikri insani nasil deli ediyor tahmin edersiniz. Dünya çapinda kült bir eser olmasi boşuna değilmiş. Okuyun, okutun, sorgulayin efendim🙂