30 Ocak 2010 Cumartesi

Bu Aralar...

Yine boşladım buraları :)
İçimden gelmiyor yazmak,belki de yazacak bir şey yok.
Temmuz ayından beri beklediğim zabıt katibi alımları başladı ben de başvurumu yaptım ve uygulama sınavı için 20 Şubat'ı bekliyorum.Bu sınava Haziran ayında da başvuru yapmış,uygulama sınavını geçmiş ve sözlü mülakatta elenmiştim.Umarım bu sefer olur.Çünkü bu bir şans meselesi,torpil bulabilenler için de belki bi torpil meselesi bilemiyorum.Ben kendime Dicle ablayı örnek alıyorum.Onunla memurlar.net'te konu üzerine msjlaşmış  aynı Türk filmlerindeki gibi tanışmak için ben şöyle giyineceğim,benim de kucağımda oğlum olucak bebek arabalı birini görürsen yanıma  gel filan şeklinde nasıl tanışacağımızı konuşmuştuk.Sınav günü adliye bahçesinde bebek arabalı ablanın yanına yaklaştım Dicle abla dedim,o da Fulya dedi :) evet aynen bu şekilde tanıştık o gün birlikte tarih çalıştık,oğlu Ertan'a adliye bahçesinde tur attırdık :D Dicle abla daha önceden bu sınava tam 5 kez girmiş ve her seferinde sözlü mülakatta elenmiş fakat pes etmemişti.Sınav sonucunu adliye bahçesinde tanıştığımız bir diğer arkadaşımız Emine,ben ve Dicle abla hep birlikte bekledik.Birbirimizden tel aldık ve sonuçlar açıklanır açıklanmaz haber vericektik.Sonuç günü geldi çattı içimizden bir tek Dicle abla sözlüyü de geçti.Evet o artık zabıt katibi;ev hanımıyken bu göreve terfi etti :)Geçen gün adliyeye başvuru için gittiğimde kendisini  mekanında ziyaret ettim hatta koskoca adliye içersinde odasını bulamayıp Dicle ablam şu an sulh cezada 3. kattayım fakat odanı bilmiyorum kapıdan bi cee de de hayırlı olsun diyeyim dedim o da dışarı çıktı biz yine türk filmlerindeki gibi koridorda birbirimize koştuk.Beni bir arkadaşıyla tanıştırdı biz bu sınava birlikte girdik filan gibilerinden söylendik :) Dicle ablam çok yaz klavyeye ağırlık ver dedi,bu sefer daha çok kelime yazmamı istedi ben de peki tamam bu sefer geliyorum bana şuradan bir yer ayır dedim :D ve şey benim sandığım gibi hakim önünde yaz kızım olayı filan da yoktu henüz :) şu an masabaşı çalışıyor;güzel,temiz iş.Şartlar,koşullar da gayet iyiymiş oğlunu adliyenin kreşine bile vermiş :) Diğer arkadaşımız Emine ile ekim ayı alımlarını beklemiştik fakat bu vakte kadar ertelediler.O arkadaşımızsa geçenlerde Ösym yoluyla yapılan atamalarda Artvine Devlet Su İşlerine atandı şu sıralar Artvin yolcusu :) onun da nasibinde bu varmış demekki zabıt katipliği yokmuş.Yani bir ben kaldım bu sefer tek başıma mücadele vereceğim(hoş ben o gün adliye bahçesinde yeni arkadaşlıklar edinirim kesin :D ama bu denli samimiyet olmaz ) 
Klavyeme ve parmaklarıma kuvvet diyorum.Umarım bu sefer olur evkızıyken zabıt katibi olmam bir şans meselesi;her an herşey olabilir nefes aldığımız sürece heşey de bir ümit var sanırım :) bana şans dilerseniz memnun olurum.


Bu arada bu sıra İstanbul'dan misafirimiz var.Halamlar geldiler burada askerimiz var ya hem onu hem bizi ziyaret için.Halam sayesinde Sivaslı olduğumu hissettim.Ben Sivas'lı olupta Sivas'a hiç gidememiş(tüm sülalesi İst'da olduğu için),havasını-suyunu,örfünü-adetini,yöresel yemeklerini bile bilmeyen bir Sivas'lıyım çünkü :) Sivas'a dair yöresel yemek bilmeyişime ise annemin memleketinin başka yer oluşu etkendir :) Uşak-Sivas bambaşka iki kültür bense tamamiyle İzmir kültürü almışım.En koyusundan İzmirliyim ;)

Halamdan,Sivas'ın yöresel yemeklerini öğreniyorum;gilik,herle aşı(herle galiba un demekmiş bimiyorum patatesli,peynirli herle aşı olduğunu söyledi de),yağlı hamur,yoğurtlu hamur,peynirli mantı,bacaklı çorba mı bacaksız çorba mı ne öle bişi,yarma çorbası,hurma,madımak(bunu daha önceden biliyordum gerçi ) gibi.Halacığım saolsun kendi kestiği erişteleri,hamurları,Sivastan özel getirtme peynir,yarma,çir gibi şeyler getirmiş bu arada çirin de kuru erik olduğunu öğrendim :D biz ona kuru erik diyoruz valla bu halamlar buna çir mi çiriş mi öle bişi diyolar :D ha bir de geçen gün mutfakta birlikte yemek hazırlarken kızım sokarıç ver mi sokarıç et mi ne öle bişi söledi hala o ne bea dedim sokarıç denen şeyinde tava olduğunu öğrendim evet ben böyle bir Sivaslıyım hakkaten tuhaf hakını vere vere Sivaslı olduğumu söylemek isterdim doğrusu.Sonra geçen gün eniştemle birlikte maç izlerken Sivassporun Bursaspordan yediği goller karşısında veryansın ettik :D Kuzen izin aldı 4 gündürde o buradaydı bugün onu askeriyeye teslim ettik ohh valla kebap;askeri gazinoda askerlik yapıyor ama halam yaşlı kadın(66 yaşında) torunum pavyona düştü die hala ağlaşıyor :D ben de ona halacım doğuya düşse daha mı iyiydi İzmir gibi yerde askerlik yapıyor die teselli veriyorum :)

Bu arada ablamlar 20 Haziran'a gün aldılar düğün var ölmez sağ olursak :)Onun ufak tefek hazırlıkları olacak önümüzdeki aylarda.

Bu aralar puzzle tablo yapmakla meşgulüm.Bir haftada iki tablo bitirdim.Elimde iki tane daha var.Ablamın evi için ve ileride benim de olucak elbet onun için tabloları bilem hazırlıyoruz :D şaka yapıyorum çeyizden ziyade bu benim zevkim bir hobi meselesi zaten tablonun biri bir arkadaşımın hediye yapıyorum, kafamı dağıtıyorum,rahatlıyorum bu şekilde.Bi ara koyarım onları da.

Bu aralar İzmir çok soğuktu klima bile çalışmadı ve ben odamda yatamadım kedi gibi gidip sobanın yanında yattım.Sıcaklık belli bir dereceye düşünce klimalar çalışmıyor çünkü.Halamlar bile dondular İzmir sıcak dersiniz neresi sıcak die söylendiler :) ablamsa valla halam bi geldin güzelim memleketin içine ettin havasını değiştirdin İstanbulun karınını getirdin naptın dedi :D orada tabi doğalgaz var her oda aynı ısıda fakat İzmir bir klima kenti sıcalık eksilere düşmez ama düşünce de böle döte geliyoruz.Allahtan soba  var alternatif olarak .

Bu aralar çocukluk arkadaşım  1:) (Birgül) ile komşu teyzelerimize bebek gezmesine gidiyoruz(40'ı çıkan bebek,bebeği görmeye gelenlere iade-i ziyarete gider bizim burada adet böle).Bol bol Ata bebeği seviyorum.Onun için bir blog yapmıştım http://babyata.blogspot.com/ :) ama orayla da ilgilenemiyorum annesi resimlerini yolluyor ben ekliyorum.

Bu arada 1 yıldır bozuk olan laptopun şarj aleti artık çalışıyor.Kuzen telleri kesti,biçti,bağladı ve çalıştı :) yeni şarja gerek kalmadı böle idare ediyor ve ben masaüstümden laptopa geçiş yapacam bilgisayar arası geçiş yapmak beni yoruyor her zaman.Tam ona alışıyorum zırt o bozuluyor,masaüstüne alışıyorum zırt öbürü çalışıyor filan.Ben blog resimlerimi,müziklerimi bilmemnelerimi yapılandırmışken geçiş yapmak koyuyor :) Laptop beni anılarıma götürdü;2008 yılında bloğumu oradan yazmıştım tüm yazışmalarıma aldığım verdiğim dosyalara,çiz(eme)diğim resimlere daldım dün :)

Bu arada bloğum artık 3 yaşında.26 ocak günü 4 yaşından gün aldı.İyi ki blogcuyum,iyi ki yazıyorum,iyi ki sizleri tanıyorum :) eski bloğum ilk göz ağrım olan blogcuyu da sevgiyle anıyorum :D