27 Nisan 2012 Cuma

Dengelerin Değişimi

Çok statik bi yaşam şekline sahip olmama rağmen çark öyle bir dönüyor ki ben kendimi hep tam tersi bir noktada buluyorum. Ne yapıcağımı yada ne yönde ilerlemem gerektiğini bilmediğimden diil hayatın benim istediklerimi bana vermeyişinden dolayı mecbur rotamı değiştiriyorum :)

Ve hayatımın şu son on senesinde deneyimlediklerimden sonra Allah tarafından benim o istediklerimin bana bilhassa sunulmadığını ve henüz çok yeni olan, şu son 2 gündür içinde bulunduğum yönde ilerlemem gerektiğini ve bu yola itildiğimi düşünüyorum (merak etmeyin kötü yola düşmedim :D) benim için hayırlı olanın bu olduğunu biliyorum ya da en azından denemeye değer buluyorum. Bunu aslında bikaç yıldır düşünüyordum ama harekete geçememiştim. Nasıl olduğunu anlıyamadığım bi şekilde kendime hayret ederek ve sevinerek bu durumun içinde buldum kendimi.

2 gün önce beni biri arasa saatlerce telde çene çalabilirdim sıkılmadan ama artık müsait olamıyacağım. Ya da bi yere gidiceksem artık daha planlı olacağım o zaman denen şeyi har vurup harman savurtturamayacağım :) bugüne kadar savurduklarıma sayıyorum zaten. Artık silkinme zamanı geldi o zaman bigün gelicekti biliyordum ama sanki hiç gelmiycekmiş gibi endişeleniyordum işte o zaman bu zamanmış ve şükürler olsun ki gelebildi :)

Ben şimdi yoğunum ya hayatın o sunmadıkları arka arkaya önüme gelir biliyorum ama bu seferde benim vaktim, planlarım, hayat görüşüm ve vizyonum değişmiş olabilir :)

2 gün öncesine kadar savunduğum bazı şeylerin ne kadar lüzumsuz olduğundan dem vurabilirim mesela :)

Aklım başıma geldi, kafama yeni dank etti filan diil ben ataleti yenemiyordum onu yendim ve beni sevindiren de bu zaten; harekete geçmek.
Bugüne kadar her bokumu söledim de noldu nazar değdi, yarıda kaldı hep o işlerim. Büyüklerim anlatma dese de aman nolcak diip paylaşırdım herşeyimi herkesle, ama Mesnevi'den bir alıntı yaparak kapatayım bari :)

Sırların gönülde gizli kalırsa o muradın çabucak hasıl olur. Peygamber demiştir ki; " Her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir." Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir. Altın ve gümüş gizli olmasalardı... madende nasıl musaffa olurlar, nasıl altın ve gümüş haline gelirlerdi?

Buralardayım merak etmeyin, bloglamaya engel teşkil edecek bir durum söz konusu diil ;)

20 Nisan 2012 Cuma

Bir Mekan: Servet'in Yeri (nostaljiye buyrun)

İyi bir blog hele ki her telden çalan bir blogsa her konuya temas etmeli (Bu bloğu kendi yaptığım yemekler ve elişlerim için açmıştım nen bloğun şaftı kaydı resmen; ee 5,5 yıl oldu dile kolay :D)

Bugüne kadar yediğim içtiğim bana kalsın, gezdiğim gördüğüm sizin olsun tadında yazıyordum ama artık Fulya nerlerde takılır, hani olurda benlen karşılaşıp bir imza almak isteyenleriniz olabilir die :D gittiğim mekanlardan da (çok gezenti diilimdir, çok fazla mekanda bilmem, öle gurme filanda diilim baştan sölim) bahsedeceğim. Hem ben İzmir tanıtımı da yapıyordum zaten; mekanlarda buna dahil olsun İzmir dışından gelenler nerde ne yiyip, içip, zıkkımlanabilirim die bir fikir edinebilsin :)

Daha sonra yatıcak yerde ayarlıcam merak etmeyin :D

Kırmızı et pek yemeyen, et kültürü olmayan, vejeteryana yakın biri olsam da et restaurantlardaki fikirlerime de güvenin lütfen (sadece iskender ve köfte yiyebiliyorum ama bak güzel mekanlar tanıtıcam bana inan:) )



İzmir'de çöp şiş diyince akla gelen sayılı mekanlardandır Servet..

Mekanın en güzel özelliği, mekanın tarihinin duvardaki nostaljik resimlerden görülebilmesidir.





Rahmetli Kemal Sunal'dan tutun da yolu İzmir'e düşen pek çok ünlünün resmine bakıp geçmişe dalıyorsunuz hatta kimilerinin sanat yaşamındaki buluğ çağlarına bakıp kıs kıs gülüyorsunuz :)


Seda ve Mahsun'da bile yoktur bu anılar :)
Seda: seviyor musun?
loww low Makğğsun(çok güzel doğulu taklidi yaparım): seviyorum
Seda: seviyor musun? (bida söle nan)
Mahsun: seviyorummm
Seda: bendeeeeeeee seniiiii sev-gi-limmmm
hatırladınız mı o dimağlara zarar şarkıyı :D


İzmirliler zaten biliyor ama madem tanıtım yapıcaz Pasaportta(Alsancak) diyelim, hadi İzmir'i hiç bilmiyosunuz Hilton Oteli'nin arka tarafında kalıyor diyelim :)

16 Nisan 2012 Pazartesi

Slow Müzik Dinleme Özürlü

22 yaşına kadar filan hiç bir şarkı sözü benim için bi anlam ifade etmezdi çünkü aşki duygulardan bi haber yaşıyordum o sözler bende bi anlam ifade etmiyor eden, edipte o şarkı sözlerini yazanların nasıl psikolojilerde olduğunu dahi algılayamıyordum :)

Geçte olsa duygusal, romantik, slow her ne haltsa işte o şarkıları çok iyi anlar oldum öyle ki dinlediğim parçalarda ağlar, zırlar, bunalımın en dibine vururdum :)

1-2 sene öncesine kadar dinleyebiliyordum da ama baktımki benim ruh sağlığım için gidişat kötü işte o gün bugündür hiç bi şekilde slow müzik dinlemiyorum hayatımın geri kalan kısmında da dinlemeyi düşünmüyorum :)

Hem ben zaten romantik bi insan diilim(aslında romantiğim de göreceli bişi işte benimki biraz daha farklı) ayy dinleyelim duygusallaşalım filan yok benlik işler diil. Hele şiir filan yazanlar olur ya umarım bana öylesi denk gelmez düşünsene adam bana şiir yazıo armağan edio ben yazık diyemem de ben böle şeyler sevmem die :) Aman bana çiçek miçekte alınmasın kuruyup gidio noluyo anlamsız bişi. Duygusuzmuyum neyim ben diecem ama yok vallahi diilim içimde büyük fırtınalar kopar aslında.

Mesela arka fonda şöle bir parça çalıcak ve adam bana çikolata filan benim sevdiğim bişi almış olucak ayy ne romantik adamın gözünün içine bakar kalırım :) romantizm benim için işte böle bişi :)


Bu arada şiir yazanlar, çiçek alanlar yaptığınız normal ve güzel bişi keşke bende bunlardan keyif alabilsem ama bende ters giden bişiler var normal olan sizsiniz anormal olan benim farkındayım çemkirmeyin lütfen:)

yabancı şarkı sözlerinden hiç anlamam ritmdir beni benden alan :)
belkide bu parçada Allah belasını versin(tövbe) dio bilmiyorum gerçi böle
bir şarkı sözünü ismail yk' dan başkası yazamazdı heralde; Allah belağııı versiğnn bağa gelen sağa gelsin :D benim hemşom olupta böle şarkı sözleri yazdığın için hakkaten Allah cezağnıı versiğnn ismail :D

pitbull dinlerken coşupta bloğa yazı gireyim derken pitbuldan girip ismail ykdan çıktığım için Allah benim de cezamı versin hadi ben gidiyorum :D

13 Nisan 2012 Cuma

Terlik :)

Ben hep çeyize yeni aldıklarımı paylaşıyorum ama öncelerden alınmış çok şeyler var ara ara onlardan da koyayım bari :) hem evlenicek kızlara çeyiz listesi niteliğinde olsun bu postlarım. Unutanlar ayy bu manyak terliğini bile almış ben çeyize terlik almamıştım bak dur onu da alıyım bari iyi hatırlattı diyebilir :)


Leoparlı ev ayakkabılarıma çok fazla anlam yükledim sanırım :)
Şimdi insan yeni evli olunca kayınvalidesi ile gelin gezmelerine gidebilir. Kayınvalideler gelinleri ile övünmeyi özelliklede toplum içinde hava atmayı pek severler :D kayınvalidem hadi kızım hazırlan bilmemkim hanımlara gidiyoruz diince hemen şımşıkırdak giyinip, ev ayakkabılarımı, elişimi alıp kaynanamın koluna girip hıımmhhh diyip günlere katılmayı düşünüyorum :)

(Allah'ım bu hayalleri kuran ben miyim kendime inanamıyorum)
işte bu ayakkabılar alınırken tamda böylesi bir hayal kuruldu :)

11 Nisan 2012 Çarşamba

Ben Olsaydım...

Sevgili bokundaboncukbulan (blog adı ne güzelmiş bayıldım) beni mimlemiş tşk ediyor, cvplara geçiyorum.

1) Yemek olsam ne yemeği olurdum?


Ben kesin şerbetli bir tatlı olurdum; şöle cevizli bir baklava ya da şekerpare gibi :)




2) Müzik aleti olsam ne olurdum?

Valla borazan olurdum heralde. Normal konuşmamı bile bağırma sananlar var dangırdağım :)


3) Araba olsam hangisi olurdum?

Kesinlikle mini cooper; kendimi yollara vurur zort zort gezerdim:D


4) Aylardan hangisi olurdum?

Ben mayıs çiçeğiyim zaten :)

5) Ayakkabı olsam ne olurdum?

Sevimli, rahat bir babet olurdum.

6) Kıyafet olsam ne olurdum?

don olurdum dermişim şimdi ay hiç gülceğim yoktu :D

7) Renk olsam ne olurdum?

pembe olurdum

8) Hayvan olsam ne olurdum?

Yavrı ürkek ceylan :)

8) Okuduğun kitabın 137. sayfasında ne var?
Mesnevi; köylünün karanlıkta öküzü sanıp aslanı okşaması ve sufilerin sema için konuğun eşeğini satmaları hikayeleri var.


Sevgili eflHatun 'dan da alfabe mimi gelmişti;  F harfi olduğum için beni mimlemiş saolsun. G harfli bloglar alın ben de size paslıyorum :)

10 Nisan 2012 Salı

İzliyorum; Uçurum

Normalde başkalarının bloğunda değinilmiş konulara değinmeyi sevmem o konu çok umumi bişi olsa bile.. sanki o konu sadece o bloğa aitmiş ben ondan çalmışım gibi hissederim saygımdan ama benim de içimde bu diziyle ilgili farklı cümlelerim var o nedenle konuşmadan edemicem :)(şu an bi blogta bu dizi hakkında güzel bir post okudum da yazmak aklıma oradan düştü)

Dizi izleme özürlüyümdür ben Aliye'den sonra dizi izlemedim ta ki geçen seneki Ömre Bedel ve Unutulmaz'a kadar :)

Bu dizilerde bitti zaten aman aman çok süper diziler olduğu için diil herkesin dizisi var benimde olsun die izlediklerimdi :)

Neyse şu an izlediğim tek dizi Uçurum :) onu da o gün ablamlardaydım ilk bölümü oynuyordu da ölelikle keşfettim yoksa tv karşısında olmıycağım için rastlama ihtimalim bile olmazdı :)

Bu dizide Moldovyadaki doktor bi kızın daha iyi hayat şartları sağlamak için Türkiye'ye gelişi ve akabinde kötü yola düşürülüp nasıl o....u yapıldığının hikayesi anlatılıyor.

Daha başka hikayelerde var tabi..

Merhametli fıtratım gereği her canlıya yardımcı olmaya çalışırım ben. Öyle ki şeker kavanozunun içine kaçmış birazdan kaynar çayın içine kaçıp yanıcak olan karıncaları bile tek tek  kurtarmışlığım vardır :)

Ee insan böle bi yapıda olunca düşününki insanoğlu için nasıl merhametlidir o....u olsa bile.

Dizi de bi çift var ve balayı gecesi oteldeler o sırada kötü yola düşürülen yabancı kızda o otelde ve ağlayarak ilk fuhuşunu yapacak :( ve telefonla otel içindeki başka bi odayı arıyor o da balayı için otelde olan  o kıza denk geliyor ve ondan yardım istiyor. Nomal biri ile fuhuş batağındaki bi kızın yolları böle kesişiyor. Valla bu sahneden sonra içimdeki yaz tatillerinde otellere gitme isteğide öldü; ben tatil yapıyoken yan tarafta bi it bi bayandan faydalanmaya çalışıyor olabilir.

Bundan sonra kötü yolda birine rastlarsam o kişinin bunu kendi isteğiyle yaptığını düşünmeyeceğim(tabi bunu zevkle yapanlarda muhakkak ki vardır ama  bu yola düşürülmüşlerin daha çok olduğunu düşünüyorum artık)ve yardıma ihtiyacı olup olmadığını soracağım.

Bu arada umumi evler vardır bilirsiniz türk filmlerinden öğrenirdik afedersiniz karıyı düzmeye gidipte merhamete gelip onu o bataktan kurtarmaya çalışan babayiğitleri bilir bu millet :)

Ben şimdi bunun mercii neresidir böle bir talepte bulunmaya hakkımız var mıdır bilemiyorum ama umumi evlerin ve biranelerin köküne kıran girmesini diliyorum. Bu ülkede bi yasa çıksa ve buralar kapatılsa keşke.

Erkekler buralara gidemese keşke.. ya da merhametli olup karşıdaki bayana kendisinin de bi anası ya da bacısı olduğunu unutmadan bakabilmek gerçekten bu kadar zor mu?

Bazen böle derin mevzulara dalıp dünyayı sen mi kurtaracaksın diyorum doğanın işleyişi bu heralde elinden bişi gelmez diyip üzüldüğümle kalıyorum.

Neyse ben kaçar diziyi izlemeye gidiyorum.

9 Nisan 2012 Pazartesi

Paris ♥

Paris aşıklısı değilim aslında, Eyfel Kulesinin altında öpüşelim, sameşelim diyecek kadar da romantik bi kız olamadım hiç bi zaman ama..
Ama ben bu tabakları çok sevdim ve onları hemen çeyizime kattım :)


Yok abi yok ben bu aldığım tabak çanaklardan sonra iyice kanaat ettim; benim evliliğim evcilik tadında geçiceğe benzer :)
Küçükken plastik pembe renkli mutfak takımlarımız olurdu, sokağa sererdik kilimleri evcilik oynardık. Topladığımız yaprakların içine taş koyarak sarmalar hazırlardık yemeğimiz olurdu güya :)

İşte ben bu cicili bicili çeyizlerimden sonra diyorum ki kesin ben komşu komşu hu huuu çay demledim gel diyip sevimli muglarımla, renkli pasta tabaklarımla kekler, çaylar-kahveler sunarım sevdiklerime :)
düşünmesi bile çok keyifli :)




5 Nisan 2012 Perşembe

Hayattan Kesitler

Geçen gün mahallemizdeki ilik kanseri olan minik bir çocuğun kafasındaki ameliyat izlerini gördüm hüzünlendim. O çocuğun saçlı halini bildiğim için saçlarının dökük hali içimi burktu annesi parka getirmişti oynatmaya baktım  baktım ve dua ettim bolca.. 


Ablam dün bademcik ameliyatı geçirdi zaten kolay bir ameliyat bi sorun yok. Böylelikle sevenlerimizle bi araya geldik Kuşadasındaki kuzen de geldi iyi oldu güzel birgündü bugün.


Ben dün hastaneye gidicektim ama ablamın patronu ablama, söle yedek lastik yardıma gelsin demiş dün onların dükakndaydım zaten ctesileri de gidiyorum biliyorsunuz.


Dün dürbün gibi çarşıya geleni gideni gözetliyordum  :)


Bildiğiniz yolgeçen hanı dediğimiz hanın merdivenlerinde bir kız oturmuştu dikkaitmi çekti. Elinde bir prospektüs vardı onu okuyordu. Sonra elindeki poşetten hap kutusu çıkardı ve tüm hapları çıkardı içmeye hazırlanıyor kız dedim sen napıon manyak mısın sen?


Cvp vermiyor, kız bak bana polisi aratırma şu an ne yaptığının farkındayım akıllı ol!


Cvp yok, hayat güzel ne olursa olsun o hapları içmeye değmez. 
Bana sırıtıyor yok abla ben intihar etmiyorum kaşıntım var kaşıntı hapı bu doktora çok kaşıntım var  dedim  oda çok iç dedi kız dedim hiç bi doktor 10 adet hapı aynı anda içirtmez at bakıyım onları çabuk yere 3-4 tanesini içti ve diğerlerini sokağa fırlattı. Çabuk dedim bi hastaneye git yıkat o mideni. Hala kaşıntı hapı olduğunu söylüyordu birde beni inandırdsın die uyuz gibi  kaşınıyordu gülerek. İyi  hadi karşımda intihar etme o zaman kalk git burdan beni sinir etme git evinde yat dinlen dedim.Yok abla bu mendilleri satmam lazım dedi ve gitti. Kız romandı ve mendil satarak geçimini sağlıyordu sanırım. Allah yardımcısı olsun.
Düzeltme:İlacın kutusunu tesadüfen görmüştüm Avil yazıyordu şimdi nette baktım harbiden de kaşıntı ilacıymış len kızın günahını aldım :) ama kız gerçekten bütün kutuyu eline boşalttı ve kaşıntım çok o nedenle çok içmem lazım demişti kız intihar etme niyetinde değildi belki ama hepsini içse belki farkında olmadan intihar etmiş olucaktı herşekilde iyi olmuş yani konuşmam :)


Az önce de sokakta oynayan minikleri izliyorum.Ege İhsan'a seni ebeledim die bağırıyor Eda ise Ege'ye İhsan küçük fındık, fıstıkkkkk oooo die kendini yırtıyordu :D onları izleyerek çok eğlendim güldüm güldüm ve içeri girdim :)

1 Nisan 2012 Pazar

Optimum İzmir

Alışveriş, alışveriş merkezi ve marka manyağı diilimdir ama evelsi gün açılan alışveriş merkezimiz beni ve tüm İzmirlileri  gerçekten çok mutlu etti :) (tek manyaklığım çeyiz düzme konusunda başkaca bişiyim yok valla)
İzmir hep söylüyorum çok küçük bir yer; gezilecek pek bir yeri yok.
Bizim sürekli yaptığımız, yapabildiklerimiz sadece bunlarla sınırlı.
Alsancak'ta yemek yemek, alışveriş yapmak, Kordon'da yürümek-çay içmek.
İnciraltı'nda deniz kenarı keyfi, yemek yenilebilecek keyifli mekanlar ve dostlarla okey oynayabilmek.
Bornova'da Forum avm ve hemen yanındaki İkea'yı gezebilmek.
Balçova; Balçova gerçekten en iyi yerlerden diyebilirim çünkü tüm alışveriş merkezleri bu semtte yanyana konuşlanmış.


Kipa(ki içinde benim en sevdiklerimden Tepe Home ve Boyner var) yanında Ege Park Balçova, Madia Markt, Koçtaş, 5M Migros, Palmiye ve İzmir'in en iyi diyebileceğim alışveriş merkezi olan Agora vardı.


Karşıyaka; çok sevmiyorum ara sıra çarşısına değişiklik olsun die yemeğe gideriz. Tek güzel yanı vapur keyfi canımız vapura binmek istiyorsa Karşıyaka'ya gideriz genelde:)


Yani işin açığı hepi topu koca İzmir'de gezilebilir adam akıllı 2 adet alışveriş merkezi vardı; Agora ve Forum :S


Üstelik bizim Şirinyer'den buralara gitmek için otobüsle 1 saat yolda helak olmamız gerekiyordu. Fakat şimdi metro ile 10 dk'da gidebileceğimiz bize yakın bir alışveriş merkezimiz oldu bu taraflarda hareketlilik kazandı. İzmir'in buna gerçekten çok ihtiyacı vardı.


Ha İzmir'in çok güzel yanları da var altında araba varsa atla 1 saat sonra Kuşadası'ndasın, Çeşme'desin günübirlik deniz keyfi yapılabilecek yerlerindesin. Ben zaten ne olursa olsun İzmir'i hiç bir yere değişmem ama bu yeniliğe ihtiyaç fazlasıyla vardı ve çok iyi oldu. Dün iş çıkışı gittik bu nedenle 2 saat kadar takılabildik ama en kısa zamanda sabah körü gidip akşama kadar  talan edilesi bir yer :) (Koçtaş ve 5M Migros bile içinde büyüklüğünü siz düşünün artık)

Esse, Tantitoni(ki mağazası İzmirde yoktu bildiğim kadarıyla),
Mudo filan sevdiğim çeyiz düzdüğüm mağazalar hepsi bir araya toplanmış çok sevindim ama benim için çok önemli olan mağazalardan Paşabahçe, English Home, Tepe Home ve Boyner de bu tarafa yaklaşsa daha bir mutlu olacağım. Ben dün fazla gezemedim ama umarım bunlarda vardır yoksa Optimum'a da bi şube açsınlar lütfen :)