15 Aralık 2011 Perşembe

Bir İlk; Saç boyama ve heyecan :)


Tuhaf bir insanım kabul ediyorum belkide biraz farklıyım desek daha yerinde olucak.

İçimde korku,heyecan,üzüntü ve merak var.Sebebi ise doğallıktan yana olmayı,sadeliği seven benin yarın bunu kaybedicek olması.

Pek çok insan için normal birşey öyle ki çevremde henüz 15 yaşlarında saçını boyatmaya başlamış pek çok insan tanıyorum.Ben doğallıktan yana sadelikten yana oldum hep.Belki de bunda etken saç rengimi çok beğeniyor olmamdı.Beyaz tenli,yeşil gözlüyüm ee saçlarımda küçükken civciv sarıymış büyüdükçe kumrala dönüştü çok güzel bir hal aldı.Allah beni böle yaratmış ben halimden hep memnun oldum.Bana kalsa saçımı hiçbir zaman boyatmazdım hatta yaşlılığımda saçlarıma düşecek aklar bile o halinde kalmalıydı bana göre.Gel görki bundan 7-8 sene önce saçımda tek bir tel beyaz vardı.Çok normal herkeste olabilen bişi.Ben bir gaflette bulunup "sakın koparma çoğalır" söylemlerine rağmen kopardım.Hatta o zamanlar benim için çıkan beyazı bulup koparmak bir oyun haline dönüştü nasıl insan çıkan kaşını hemen alır bende beyaz tel bulup koparmaya çalışırdım.Ben böyle yapa yapa beyazları çoğalttım :D bilmiyorum beyaz saç koparınca çoğalır doğru mu ya da ne ile alakalı ama hakkaten kopardıkça çoğaldı.Saçlarımın beyazlaması ırsi ya da üzüntüyle alakalı diildi.Tamamen benim aptallığımdı.Zaten önünü alamayacağım şekilde çoğalınca koparmayı da bırakmıştım :D Allahtan saç rengim öyel güzel ki o beyazlar arada sanki gelin telleri olur ya hani sim gibi parlak bişi işte o şekilde parlıyordu göz tırmalamıyordu.Geçen sene internetten beyaz saç kapatıcı adı altında bir sprey kullandım.Hakkaten de 3-5 ay saçlarımdaki beyazlar kayboldu.Benim için güzel bir sonuçtu çünkü saçımı boyamdan kendi doğal halinde kalmış olucaktı.Ama o da ne;bi zaman sonra herkes  ne oldu saçların beyazlamış demeye başladı,neye üzüldün ne derdin var bu kadardan tutunda,erkekler seni böyle beğenmez(çok lazımdı beğenmedikleri yere kadar yolu var :D),kızım bakımlı ol,yaşlı diyenler bile oldu.Oysaki saçımda beyazlar yıllardır vardı ama bukadar dikkat çekmiyordu o sprey sanırım daha da kötü etki etti bunu da insanların beyazlarımı artık farkediyor oluşuyla anladım :D

Bense pozitif kendiyle çok ama çok barışık bir tipimdir.Fiziki özlelliklerim konusunda kim derse desin umrumda olmaz.Ben istemeliyim.Ben buyum yani ötesi yok :)ben milletin kaşına gözüne kıçına başına laf etmiyorum ama insanoğlu işte üzerine vazife olmıyan şeylerde yorum yapmayı pek severiz. 1 yıldır herkes kulağımı tırmalıyor inanınki bıktım.Şimdi de bendeki bu değişikliği görüp beynimi yicekler.Aaa saçını mı boyattın :)

Hayırlısı bakalım yarın bir girdabın içine ben de giricem :(

Ben saç boyasından,renklerden,tonundan,hiç anlamam.Çevremden duyarım hep saçımı boyattım,ay yok tonu uymadı,ay yok dibim çıktı ay saçım yandı ya ben böle alengirli işlerle bir ömür uğraşamam kafam dinçti rahattı ne güzel:D

Şimdi bizim 1:) yarın yine yıllık izne çıkıyor kuaförden randevu almış birlikte gidicez ben tabi kuaföre saçlarımı boyatmak istemediğimi fakat beyazlardan kurtulmam gerektiğini doğala yakın beni zorlamıcak yok tonu tuttu tutmadı gibi teraneleri en güzel nasıl çözebilirim buna göre bişi yapmasını isticem anlamıyorum çünkü.Bir kaç yere danıştım kimisi boyatma dedi kimisi saç rengimin çok güzel olduğunu ve bana gölgenin yakışacağını ve bunun bana uzun süre gideceğini söylediler.Bakalım içimde bir burukluk var çünkü yarın anadan doğma saçlarıma veda edicem sabit fikirli,benimsediklerinden zor vazgeçebilen bir tip olduğum için bu kadar bu meseleyi dert ettim kendime seviyodum ben saçlarımı ya :)yarın neye benzicem çok merak ediyorum umarım çok dikkat çeken bişi olmaz hele o sapsarı röflemidir nedir öle bir tip olursam sanırım dışarılara felanda çıkamam utanırım ben :)

Güldüğüme bakmayın ha bu benim ilkim ve karşık duygular içindeyim.

11 Kasım 2011 Cuma

Dostlarla Geçen Günler

Vaktim bol dostum çok fakat hepsi evli mutlu çocuklu modunda üstelik çalışan kesim olduğu için biraraya pek gelemiyoruz :)

Bana her yol uyuyor ama onların vakti kısıtlı.İşte bu son zamanlarda bikaç dostla biraraya gelme fırsatını yakaladım.Birinin bebeği oldu onu ziyarete gittik Doruk bebeğe doyamadan annesinin tayini çıktığı için Çanakkaleye yolcu ettik :( senede belki 2-3 kez görüşüyorduk çok fazla diildi ama aynı semtte oturduğumuzu  bilmek bile yetiyordu bize :) hem daha ben evlenicektim Erkan ve Sonere benim eşimde katılıcaktı birbirimize oturmaya gelip gidicektik olmadı böle :D



Doruk bebek bizim sınıfın ilk bebeği :) Eee Ş. evleneli 2 yıl oluyor senden de artık Doruğa bir arkadaş bekliyoruz :)




Bir diğer tostum 1:)(çocukluk arkadaşım) bilirsiniz gelinlikçi olan tostum yıllık izin kulllanıyordu bu sıralar evde.Onunla da bol bol vakit geçirdik Ata bebekle oynuyoruz.Hatta birazdan birlikte başka bir arkadaşın eşine oturmaya gidicez :)

(bu resimler 6 yıl öncesine ait;ne günlerdi yaa diyesi geliyor insanın biz kendimiz oynarken şimdi senin veledini oynatıyoruz parkta) 
Atanın doğum zamanı annesiyle yaptığımız bebek şekeri ıvır zıvır alışverişlerinde blogta değinmiştim hatta Ata'nın piyasaya çıkmasına kısa bir zaman kala ultrasonda bebeği izlemek keyfini ilk defa Ata bebekte tatmıştım :) hani şu 10 Kasımda saat tam 9'u 5 geçe doğan bebek hatırlarsınız.Doğan nasılda büyüyor Ata maymununun da aldığı şon şekil bu nasılda büyüdü :)

Bu arada Ata çok komik bir bebek sanırım çok fazla reklam izlediği için markalarla arasında bir bağ var.Çocuk yolda yürürken vodofone die bağırıyor annesiyle dönüp baktığımızda vodafoneun önünden geçtiğimizi Atanın bağırmasıyla farkediyoruz.Sonra sokakta klima motorlarının üzerindeki yazıları okuyup arçelik die bağırıyor,arabaların arkasından markalarını söylüyor nerden neleri görüyor ve simgelerinden markaları tanıyor.Bu ve buna benzer sayamacağım tüm markaları tanıyor ve dili nasıl dönüyor nasıl aklında tutuyor bilemiyorum.Hele şey çok komik ya dr oetker i bile tanıyor ata bu ne diom dötter ötter dio :D ve bu çocuk maşallah daha dün 2 yaşını doldurdu.

Bayramda ise hani geçen sene benim işe girmeme vesile olan çok sevgili dostum Pınarımız vardı hani referandum günü nikahı olan ve İstanbula gelin giden.Onlarda bayram nedeniyle İzmire geldiler hasret giderdik.Enişte İzmiri bilmiyor Karşıyakayı gezmek istedi bizde önce ablamlar ve dostlarla Barınakta takıldık Egs filan derken ölece günü yedik.



Karşıyakayı bloğumda daha önceden tanıtmıştım biraz.Buradan bakabilirsiniz.

3 Kasım 2011 Perşembe

Seni Seçtim California



Bloğumun site trafiği ile çok fazla ilgilenmiyorum açıkçası.
Fakat googledan hangi kelimelerin aranıp bloğuma gelindiğini her blog yazarı gibi merak ediyor ve tabiki inceliyorum.

Bir de anlık baktığım bi yer var ki o da bloğumdaki şu bölüm :) kim nerden gelmiş ve hangi postu okuyor ya da o an bloğumda kaç kişi var anlık bunlara bakıyorum.

Bu sıralar california sıkça görür oldum.Seni seçtim California :D

Benim aslında Amerikada bir kuzenim var(hangi eyaletinde neresinde bilmiyorum) ama kendisi ile çok fazla iletişimde diiliz bu sebeple.Bloğumu benim bildiğim kadarıyla  bilmiyor o mu acaba desem ama yok diildir yani.

Californiadan bloğumu tıklayan okur blog sahibi misin yoksa bloğumu googledan tesadüfen mi buldun merak ettim :) bloğumu da sıkça tıklıyorsun görüyorum neyi okuyorsun söle çık ortaya bakalım :D

Bu arada benim eski bloğumdan blog sahibi olmadığını tahmin ettiğim Muğlalı sıkı bi takipçim vardı aynı bu gibi dikkatimi çekerdi hep.

Neyse bakalım herkes rahat rahat okusun blogları :)

Kimin,nerden girdiği,neyi okuduğu eh bir derece önemli evet ama benim için aslolan yazmak ve rahatlamak :D

İyi ki varsın bloğum :)

31 Ekim 2011 Pazartesi

Monoton..

Hayatımda artık çok ciddi atraksiyonların olmasını istiyorum ama olmuyor malesef hayatı,hayattan beklentilerimi beklemeye devam ama artık hakkaten yoruldum neye el atsam kuruyor;iş desen yok beceremiyorum,aşk desen yok  hayattan ne istediğini bilmeyen evliliğe dötü yemeyen ama kızlarla tanışmaktan da geri kalmayan insanlarla karşılaşıyorum hep.Neyi beklediğimi ve neye artık sabretmem gerektiğini şaşırmış durumdayım.Benim hayallerim,hedeflerim ve kendimden son derece emin oluşum evet yeterli olmuyor nasipten öte yol yok hayat bazen eli kolu bağlı bırakıyor insanı.Bu süreç benim için çok uzun o nedenle artık sıkıldım.Hiç mi bişi yolunda gitmez hayallerime ve yapmak istediklerime dair nie olumlu bişi gelmez başıma bilemedim gitti.Sanırım bu hayatta henüz pişemedim daha zamanım var bazı şeyler için böyle düşünüp yine şükrediyor ve pozitif bakabiliyorum.Keyfim gayet yerinde ama monotonluktan evet sıkıldım :)

Kışta geldi Allah'ım günah yazmasın ama ben güneşi,neşeyi,yeşilliği,cıvıl cıvıl  doğama uyan mevsimi yazı özledim :)

Gerçi kışı da seviyorum artık;sıcacık bi çay demleyip yada salep hazırlayıp ailecek vakit geçirmek de ayrı bir keyif katıyor bana.Yazları böle olmuyor genelde herkes bi yerlere dağılmış oluyor ama kış aileyi bir araya topluyor sanki :)

Yazın serinlemek,klimadan faydalanmak için odamda takılıyorum ama kışın kedi gibi sobanın yanına sokuluyor hatta odama yatmadan yatmaya uğruyorum :)işte bu nedenle bloğumda bu kış yine biraz bensiz kalabilir dicem ama yok bu sıralar hobilerime el atmayı düşünüyorum.Günlerimi çok boş geçirdiğimi farkettim bişilere el atmak lazım.Belki elişlerimle buralarda olurum bu kış daha çok.

Zaten bloğumu eski formuna döndürmek istiyorum hep;yemek tarifleri,elişlerim vsler için açmıştım ben bloğu :) dile kolay 5 yıldır bloğun formu da almış başını gitmiş durumda ee hayat değişim halinde napsın blogta bana ayak uyduruyor :)

Bloğumu eski günlerdeki gibi tariflerimi paylaşacağım haline döndürmek için daha zaman var.Hayatımda gerçekleşmesini istediğim bişi olursa olucak inşallah.

Bu arada dün akşam küçük bir sarsıntı oldu 2.8 şiddetinde bir depremmiş.Bu kadar küçük sarsıntıları bile hisseden bir bünyeye sahibim dün yataktan fırladım yani Van'daki yaşananlar zaten içimize işlemiş durumdayken korkmamak ne mümkün.Allah herkesin yardımcısı olsun şehitti,depremdi,kendi içimde yaşadığım depremlerdi derken hayat bi şekilde devam ediyor.

Güzelliklerle burada olucam bekleyin :)

30 Eylül 2011 Cuma

Buraya Kadarmış

Bugün bi işimi daha kaybetmiş bulunmaktayım.Sorun acaba bende mi geçimsiz olan ben miyim düşünüyorum da yok abi yok insanlar çok tuhaf ve ben insanları hakkaten tanıyamıyorum.

Çalışmaya tövbe ettim bu işler bana göre diil.İşyerindeki insan ilişkileri konusunda malesef başarısızım.Daha önceden tanıdığımı söylediğim erkek olan bir iş arkadaşım iyilikten maraz doğar misali tepeme çıktı.Yüz verdin deliye geldi sıçtı halıya.Kendine ait olan bir görevi,ben bana düşenleri fazlasıyla yaptığım halde yaptırmaya çalıştı bende kendisinin yapmasını söylediğim için 35 yaşında bir erkek karı gibi küstü.Benle konuşmak zorunda diil ama laf sokması,çekmeceleri açıp kaparken şiddetle kapatıp beynime balyoz indiriyor gibi davranması,ben yanından geçerken garip şekillere girip vebalıymışım gibi tuhaf hareketler yapması,kırovari şarkılar(sen şerefsiz...,hey hey taksi bütün işlerim gitti aksi,sen de benim hatalarımdan birisin sen en büyük duyguların katilisin senin için harcadığım zamana yazık(çekmece içi stokların yerlerini öğrettiği için zamanına yazık olduğunu düşünüp bu şarkıyı gönderiyor gerizekalı) )söyleyip göndermeler yapması ve benim gibi sinirli bir insanın tüm bu durumlar karşısında 1 hafta boyunca susabilmesi büyük başarıydı.Evet sadece bu kadar dayanabildim.İşte bu sebeple artık evdeyim ve başarısızlıklarımdan dolayı artık çalışmayı düşünmüyorum.Başıma ne gelirse gelsin her şerde bir hayır olduğuna ve edenin bulacağına inanıyorum.

Ben erdemli bir insanım oturur hatayı kendimde ararım hep.Ben kendimi,artılarımı ve eksilerimi çok iyi bilen biriyim.Bilmem belki de hata bendedir ama karşımda ilkokul mezunu İzmir'in Kale,Eşrefpaşa gibi çocuk yetiştirilmesinin dahi mümkün olmadığı tehlikeli bir semtinde yetişmiş,boşandığı eşi için kafasına şarjörü boşaltıcaktım diye cümleler kuran,kollarında hançere sarılmış yılanlı mılanlı dövmeleri bulunan bir insan vardı.Gençliğinde bitakım maddeler ile de tanışmış psikolojik sorunları olan bir arkadaştı onun yüzünden işimi kaybettim ama bu durumda bile içimde ona en ufak bir öfke yada onun bana duyup işimden olmama sebep olan kinin zerresi yok.Böyle olması gerekmiş oldu yani hayat devam ediyor.

Tek hatam kendine ait olan görevi kendisinin yapmasını söylemem oldu ve sonuç bu;işten çıkan ben kalan o.O ayak takımı(depoya inip çıkıp eksilen stokları getiriyordu) ve bulduğu bulacağı en kaliteli işi burası olan biri.Daha önceden kargoda kurye olan birisi.Bu sektörde sadece 6 aydır var.Taktik uygulayıp,başarılı olan kazanan o oldu kaybedense ben.Benim için önemli diil çünkü ben Fulyanna'yım vardır bunda da bir hayır hayat devam ediyor der ve  her zaman olduğu gibi gamzelerimi çıkarabilirim :) ha tabi tüm bu yaşanan çirkinliklerden alacağım dersi almış kulağıma küpe etmişimdir.

Hayat bana güzel :)

Öyle yani bitti işte..

20 Eylül 2011 Salı

Nerde Kalmıştık

İşim dışında anlatacak pek bişiler yok bu sıra.İşim,işyerim ve iş arkdaşlarımla ilgili çok dolu şeyler var ama anlatıp baymak ve mutluluğuma nazar değdirmek istemiyorum.

8 ay evdeydim ve günlerim çok  boş geçiyordu.Uyu,uyan,ye,iç,zıç gün bitti böyle iken hayatım tam zıttı bir biçimde inanılmaz yoğun geçiyor.Evde sıkıntıdan patlıyor iken şu an günde en az 50 kişi ile selamlaşıyorum :)
Madden ve manen istediğim koşullar oluştu kısacası mutluyum üstelik işimle alakalı öğrendiklerim bile beni mutlu etmeye yetebiliyor.İşe başladığım gün hayatıma birsürü terim girdi.(sph,cyl,siferik,silindirik,konveks,konkav,transpoze,organik,diamond,privex,organik e.t.,poly,zaid,nakız,plan eksi,plan artı,verplan ve daha fazlası)İnsanların ne dediğini anlayamamak çok sinir bozucu bir durumdu ama artık neyin ne olduğunu biliyorum üstelik geçen postumda camı elime aldığımda insanda miyop mu astigmat mı ne var anlıyacağım diyordum ya bunu bilmek o kadar kolaymış ki şu an kendime gülüyorum.:)

300(aslında 500 e yakın ama atraksiyon en çok bu kadarında oluyor genelde)çekmece ile aram gayet iyi sadece biraz daha hız kazanmalıyım aradığım camı 2-3 çekmeceyi açıp kapatıp buluyorum ama arkadaşlar tak die elini attığı çekmecede buluyorlar :) bende ben yapamıyorum die sinir oluyorum :D dün çok güzle bişi oldu bir ilki gerçekleştirdim.

Normal şartlarda  bi insanın yetiştirilmesi bi kaç ayı buluyormuş.Telefonlara bakıp sipariş almakta ayrı mesele.2-3 ay sonra telefonlara bakabilecek kıvama gelirmişim bu işi bilenler normal sürenin bu olduğunu söylüyorlar.Zaten bazı müşteriler seni tanımadığı için siparişi sana vermek bile istemeyebiliyorlar.Dün herkes çok dikkatli olmasına rağmen,telefona bakıcak arkadaşların muhakkak dükkanda bulundurulmaya çalışılmasına rağmen o yoğunlukta herkes bir yerlere dağılmak zorunda kalmıştı ve 2 telefon aynı anda çalıyor :) camın profesörü dediğim arkdaşım S. o kadar başarılı ki aynı anda 2 yere de cevap vermeye çalışıyor hatta lavaboya girerken bile telefon arka cebinde  giriyor yani :) buna rağmen o an döte geldik ve zır zırrr çalıyor S. birini açtı siparişini  alıyor öbür telefonu da açıp elime tutuşturmasın mı benim elim ayağım titriyor ve titrek bir sesle .. optik buyrun dedim ve karşı taraf siparişini söyledi :D o siparişi düzgün yazmak,doğru almak benim için şu an o kadar zor ki anlatamam yani.Allahtan 2 tanecik kısacık sipariş verildi de doğru aldım :) benim için inanılmaz bir mutluluk o sipariş fişinin fotokopisni çekip saklıcam :D stoklarımızı ve gruplarımızı iyice öğrendikten sonra telefonlara bakmaya hatta fatura kesmeye de başlıcakmışım.İşin ucunda sağlık var yanlış cam yollarsan hoş olmaz üstelik gözlükçüye cam geç gider, gözlükçü müşterisine vaktinde teslimat yapmadığı için mahçup olur sonrasında zincirleme olarak veryansın :D  Bu işte zaman çok önemli zamanla yarış ediyoruz günün nasıl geçtiğini anlamıyorum.Günde 3 kez kurye ile semtlere(gözlükçülere) cam yetiştirmeye çalışıyoruz.(saat 10 buçuk,saat 2 ve 4 te başımızı kaşımaya dahi vakit olmuyor) kuryenin gelmesine yakın telefonlar zaten hiç susmuyor hatta msn de sürekli ötüyor sipariş akışı oradan da devam ediyor 10 sn cvp verme titreşim yollıcam die helak oluyorlar hatta bu sıra çalıştığımız çarşıdaki gözlükçüler kendi gelmiş olup canlı canlı sipariş verebiliyorlar onların yanında çekmeceleri aç kapa yapmak hoş olmuyor elimi attığım çekmecede camı bulup şekil yapmam lazım :D  kuryenin çıktığını bildiği halde arayan da o kadar  insan var ki yetiştirin diyen mecbur kuryenin peşinden koşup yetiştirdiğimiz bile oluyor :D öyle bir spor yapıyorum ki görmelisiniz ilk günler bacaklarım çok ağrımıştı :)Akşamları ise kargo çıkışları ile şehirdışına yetişmeye çalışıyoruz.Hatta ve hatta çok ama çok acilleri şehirlerarası otobüs hatta uçak ile yetiştirme durumları bile var :S ne kadar çok gözü bozuk insan varmış ya ben bu piyasanın bu kadar iş yaptığını inanın tahmin etmiyordum.Bi gözlük alan bi kaç yıl kullanıyor hayır bir de  kullanmasa ne olucakmış bilemiyorum yani .

Not:Numaralı gözlük kullanan ey insanoğlu,çerçeve beğeniyorsunuz ve gözlüğünüzü hemen teslim almak istiyorsunuz ama bu işin, camın gözlükçünüze ulaşması,camın o beğendiğiniz çerçeveye göre kesilip yapılması yani işçiliği gibi o kadar çok detayı var ki arka fondaki insanlar camcısı,çerçevecisi ve işçilikçisi inanın arı gibi hiç durmadan zamanla yarışıyorlar.Gözlüğünüzü  azıcık geç aldığınızda gözlükçünüze çemkirmemeniz tavsiye olunur :)

11 Eylül 2011 Pazar

Yeni İşim :)

Yarın olsun bende ne olduğunu anlıycam demiştim en son..

Ben o gün işe başladım.İş girmek ve öğrenmek istediğim bir işti çünkü bu işi öğrenirsem kolumda bir altın bilezik olucaktı.Daha önce çerçeve(gözlük) deposundaydım.Çerçeveyi hatrı sayılır bir şekilde öğrenmiştim o kolaydı.Şimdi ise gözlük camı deposundayım.Bu sefer iş biraz daha zor işin içinde optik numaralar var çünkü.Göz doktorlarının yazmış olduğu numaraların camları stoklarda mevcut;çok farklı kalitede cam stoğu var.Camların özelliklerini,numaraları,göz rahatsızlıklarını ve dükkan içerisindeki stokların yerlerini öğrenmeye çalışıyorum.Yaklaşık 300 tane çekmece var ve hangi camın nerde olduğunu elinle koymuş gibi bulman,seri olman gerekiyor.Bir müşteri cam sorduğunda o stokta var mı yok mu bunları bilmek gerekiyor.Ben daha yeniyim ama daha ilk günden sipariş çıkardığım oldu arkadaşlar şimdilik iyi olduğumu söylüyorlar.Şu an ezbere iş yapıyorum ama zamanla bir camı elime aldığımda numarasından o insanda hipermetrop mu,miyop mu astigmat mı ne var bunları bile anlıyabileceğim kıvama gelicem Allah'ın izniyle :) Sirkülasyon çok fazla gün içersinde gerek çalıştığım çarşıdaki pek çok gözlükçüye,gerek başka semte,gerek şehirdışına sürekli cam yetiştirmeye çalışıyoruz.Zevkli ve güzel bir iş.

İş arkadaşlarımı zaten daha önceden tanıyordum ve hepsi şeker insanlar.Ben de bi an önce işi öğrenip,seri olup onların iş yükünü hafifletmeye çalışıyorum.Bazı işyerlerinde iş öğretmek istemezler ki yeni gelenin ayağı kaysın kalıcı olmasın die ama benim çalışkan arılar bana her detayı bir öğretmen edasıyla öğretiyorlar.Allah hepsinden razı olsun haklarını ödeyemem.

Ben şimdi çıkmalıyım çünkü iş arkadaşlarımdan birinin ayağı kırılmıştı ablamda dahil olmak üzere bu sektördeki bi çok insan toplanıp geçmiş olsuna gidicez.(Bu sektörde yer almayı,burdan kopmamayı en çok bu yüzden istedim;iş çevresindeki birlik beraberlik hakkaten çok güzel)Bu arada benim işe girmem bu kırık vesilesiyle oldu.Önceden merhabamın olduğu arkadaşın ayağı kırılınca acilen eleman lazım oluyor o kişi de ben oldum.

Böle işte tesadüflerle dolu bir işe giriş yaptım gittiği yere kadar da yolu var :)

7 Eylül 2011 Çarşamba

Beni Bi İş Buldu

Olumsuz sonuçlanan iş görüşmelerinden sonra 8 aydır  evde oturmaya iyi alışmışken,çalışmaktan da artık vazgeçmişken bi iş yine beni buldu.Yarın işe başlıcağım söylendi(başvuru yapma,iş görüşmesi olmadığı halde) gidiyoruz bakalım.

Bu kadar rahat olma sebebim patronumu,işyerimi ve iş arkadaşlarımı önceden tanıyor olmam sanırım.Önceden patronum olucak insana abi derdim iş arkadaşlarım olucak kişilerle de sohbetim olmuştu.Umarım bu insanlar patronum ve iş arkadaşlarım olunca da eski güzellikler devam eder.Dört ayak üstüne düştüm galiba yine :)

Hadi bakalım yarın ne olucak bende anlıcam.

6 Eylül 2011 Salı

Çeyiz Sapığının Muhteşem Dönüşü :)

İçinde çeyiz,ben ve alışveriş kavramlarının geçtiği bir film kurgulasam sanırım bu işe sapkınlık derecesinde meraklı olduğum için filmimin adı muhtemelen böle olurdu :D

Alışveriş yaparken her bir parçada ayrı ayrı mutlu oluyorum.Hatta gelir gelmez onları hemen kaldırmıyorum bikaç gün ortalıkta geziniyorlar onlara bakıp bakıp seviniyorum :)
Bunları da hemen resimledim ki daha fazla kirlenmeden kaldırayım.
Bayramın sağlıklı olduğum bir gününü bu alışverişi yaparak geçirdim.Ne zamandır English Home'a gitmek istiyordum fakat bana eşlik edecek zatların(malumunuz ablam ve eniştem :) )vakitleri olmadığı için bayram bizim için en uygun zamandı.Aklıma koyduklarımı,hayal ettiklerimi muhakkak almaya çalışıyorum.Bunun için Allah'a şükrediyorum hayallerimi alabilme imkanını bana verdiği için.Umarım bir iş bulurum artık o zaman bunların daha fazlasını alacağıma emin olabilirsiniz :) Daha almam gereken çok şey var çoookkk,nakit lazım :)

English Home ile ilgili komik bir anımı paylaşayım da gülün.Ben bu mağazanın önünden geçerken hep oranın çok pahalı bir yer olduğunu düşünür içeri girmezdim nasılsa benim bütçeme göre bişi yoktur der bakmazdım bile.Hatta önünden geçerken mağaza içinde bir Allah'ın kulunun olmaması benim bu düşüncemi kuvvetlendirirdi;"bak bak ne pahalı yer içerisi sinek avlıyor " :D fakat şimdi idrak ediyorum ki bu yiyecek diil,giyecek diil ki insanlar sürekli ev tekstili alsın ancak ihtiyaç olursa böle bir mağazaya gidilir  :)

Ben English Home'dan ilk alışverişimi gerçekleştirdim arkası gelicek inşallah :)
Fiyatları çok cazip üstelik tarzı çok farklı bakmanızı öneririm.

Denizci temasını çok seviyorum.Nette araştırdım içime en sinen desen English Home oldu.Hususi bunun için gittim.Allah nasip ederse ileride mutfağımda ve yatak odasında denizci teması oluşturmayı düşünüyorum alternatif olarak.Mesela yaz geldiğinde içim açılsın die sererim bu deniz kabuklu çarşafımı,başucuma koyarım şu minik küçük denizci kızı biblomu evime yazı getiririm :) Bu arada ben sadece 1 yıldır çeyiz alışverişlerimi bloğumda paylaşıyorum ne,nerede,kaç liraya satılır tarzında sizlere yardımcı olmak niyetiyle ama daha öncelerden alınmış çok şeylerim var yatak odasındaki denizci temasını tamamladım diyebilirim sadece bir kaç ufak detay daha olabilir denizci temalı yatak üzeri kahvaltı tepsisi,marine temalı saat,balıklı başucu sürahisi gibi..

Denizci temalı çarşaf:24,90 lira
Mutfağım için denizci temalı 2'li tutacak:7,90 lira
küçük biblo herhangi bir yerden 3 lira

Pembe çiçek işli havlu:9,90 lira
Çıtır çiçek desenli havlu:12,90 lira



 3'lü bavul dekoratif kutu seti:19,90 lira
Şimdi sırada Paşabahçe alışverişi var :)
Ortada evet bir damat adayı yok ama yumurta kapıya dayanmadan hayallerim çerçevesinde aklıma koyduklarımı şimdiden oluşturmaya çalışıyorum malum o telaşlar içinde böle şeyler unutulur hep.Beni Allah nasip eder de birileri istemeye gelirse kahve sunumunu kesinlike düz beyaz fincanlarda yapacağım yanında başka atraksiyonlarımda var fakat onlar bende saklı fikrimin çalınmaması için şimdi paylaşmıyorum kusura bakmayın :D evde kalmazsam birgün o günlerde gelirse görürsünüz :) düz beyaz ya da country tarzı ama dümdüz olmıyan şık bişi istiyordum kendinden kabartmalı bişi..
Paşabahçede gezerken işte budur dedim aradığımdan daha da mükemmelini bulduğum için hemen kaptım.O kalpli saplarına vuruldum;benim gibi kahve keyfi yapmayı seven bir manyak kahvesini içtikten sonra mest olup aşık olduğu bu fincanlarını da sanırım yer :D
Benim şirin fincanımı bu kadar mı sandınız siz hayır onun kalpli saplarının dışında çok ama çookk güzel bir atraksiyonu da var.Fincanların içinde ve tabaklarında kendinden falı da mevcut :D

Umarım kalpli olan fincan isteme günü damada çıkar :D bu arada bu fincanlar benim için çok özel onlar isteme günü kahve içilip tekrar kutusuna yerleşip çeyizimin en baş köşelerinde şirin yuvamda kullanılmak üzere kaldırılıcak :)
fincan takımı :39,50 lira
Bu da yine Paşabahçe'den mutfak askım:29,95 lira

Not:Allah'ım gücüne gitmesin ama ben herşeye bu kadar çok özendiğim için bana evlilik nasip etmiyorsun sanırım ama inan öyle diil bunların hepsini bir anda almaya ne vaktim yeter ne bütçem die yavaş yavaş düzüyorum.Sen bana herşeyin hayrlısını ver geç olsun da güç olmasını Allah'ım ama nolur bunları anlamıcak öküz bir koca verme AMİN :)

30 Ağustos 2011 Salı

Yakala..

Tumblr_lqfr7xoceo1qh50evo1_400_large

İçim pek bir kıpır :)
Herkese neşe dolu bir bayram geçirmesini diliyorum.Size çikolata şeker yerine balonlarımı yolluyorum.Hadi bakalım gökyüzünden yakalayın balonlarınızı :)


Ata'm sende rahat uyu ben bugünün 30 Ağustos olduğunu unutmadım.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Gelinyolundan Hediye :)

Aslında bu postu hiç ama hiç yazmak istemezdim çünkü bu çekilişten kimse haberdar olmasın kimse bu tencereyi görmesin çekilişe tek ben katılayım ve random beni seçsin :D

offf neyse :)

eğer siz de bu sevimli tencereyi sevdiyseniz şuraya zıplayın

28 Temmuz 2011 Perşembe

Deli Kızın Çeyizi :)

Bundan bi önceki postumu okuyupta hani evlenmeyi düşünmüyordun peki ne bu çeyiz düzmeler demeyin :)

Kısa vadede evlenmeyi düşünmüyoruz dediysek içimizdeki flörtöz ruh  da öldü demedik yani :D

Neyse çeyiz düzüyorduk,ben evlenirken çeyiz listesi  hani şu eksiklerin yazıldığı alınınca üzerine çizik atıldığı listelerden oluşturmayı düşünmüyorum çünkü biliyorum ki alıcaklarım kesinlikle hiç bitmiycek aldığım şeyden bida alıcam :)

En ufak bir örnek vereyim mesela kesme tahtam var benim plastik,üzerinde çiçek desenleri olan fakat tahta  kesme tahtası da istiyorum.Hem de hem ovalinden hem dikdörtgeninden hem de bir yerlerde görüp tasarımlarına bayıldığım yaprak formunda,elma formunda tahtaları da babama yaptırmak istiyorum(babam marangoz da)bu arada cam kesme tahtaları da var fakat onlara henüz ısınamadım camın üzerinde bişi kesilmez bence :) bu arada mutfak eşyalarında plastik çok fazla sevmiyorum.Porselen,seramik,cam,metal ve ahşap daha çok tercih ediyorum.

Çevreme bakıyorum da herkes herşeyin en azına kaçıyor olan bişiyin ekstrasına gidilmiyor alınmıyor bu yeter deniyor ama ben o yetirmeyi öğrenemedim gitti :) mütevazi olamıycam kusura bakmayın ama ben sanırım çok fazlaca zevkliyim ..

Ablam mesela geçen yıl evlendi hiç eksiksiz kusursuz bir çeyizle fakat ona alınacaklar da hala bitmiyor ben yatak örtüsü alırken annemle kıyamadık ona da aldık :)

Allah herkesin gönlüne göre versin ve herşeyi içine sindirsin diyorum çünkü her zaman söylediğim gibi en önemlisi hakkaten huzur.Allah bana bu özenip kusursuzca düzmeye çalıştığım çeyizlerimi en güzel şekilde kullanmayı nasip etsin.Herkese de tabi..

Aslında bişiye çok fazla özenmemek gerekli bazen hakkaten korkuyorum.Tanıdık bir abla var benim gibi çeyiz manyağı bir tipmiş zamanında alıp alıp herşeyi atarmış fakat evde kaldı.Sonumun bu ablaya benzemesinden de korkmuyor diilim hani :D

Çıtır çiçek desenlerine bayıldığımı daha önce söylemiştim.Nevresimde English Home ürünlerine bayılıyorum desenler tam benlik.Bu yatak örtüsünü de görünce vuruldum onları anımsattı hemen aldım :)



 yatak örtüsü 70 lira


 masa örtüsü,runner ve peçetelerden oluşan takım 120 lira


 benim şirin şekerliğim 7,5 lira :)


bu da bilmem kaçıncı limon sıkacağım;tasarımına bayıldığım için aldım bunu da :)
3,75 lira

yumurta akı ayırıcı;1,25 lira
aslında yumurtayı kırıp kabuğunun içinde sarısını ve akını ustalıkla ayırabiliyorum ama detaycılığımın gözü kör olsun ki bu minik mutfak gerecini almadan edemedim
Bunun paşabahçede süzgeç şeklinde metal olanı da vardı aslında,ona tekrar rastlamayı umut ediyorum bu biraz basit kaldı çünkü.



26 Temmuz 2011 Salı

Geçen Haftasonundan...

Oyhh ben bloğumu o kadar çok özledim ki anlatamam.Kendime çok kızgınım,içim de biraz buruk bu kadar ihmal ettiğim için.Şu an öyle bir iştahla yazıyorum ki anlatamam :) hakkaten çok özlemişim yaaaa.

Blogtan uzak kaldığım süreçte pek kaydadeğer bişi olmadı.Sonu olumlu sonuçlanmayan iş görüşmeleri,nasip kısmet meseleleri filan oldu o kadar :) fakat bunun dışında sevdiklerimle dolu dolu yoğun geçen günler akıp gidiyor..

Bazı konularda  istediğim kırılma noktası oluştu sonunda ve istediğim kıvama geldim, duygusal,ruhsal kısacası psikolojik bağlamda kendi kendime yetebilen eski halime yani özüme döndüm.Erkek mi evliklik mi sat anasını gitsin bekarlık sultanlıktır kıvamındayım sizin anlıcağınız :D evlensem ne olacak boyunduruk altına girecem böle fıldır fıldır gezemicem,sabah 10 da uyanan ben belki sabahın köründe uyanmak zorunda kalıcam bence en güzeli bekarlık bunu geçte olsa idrak ettim :) iş konusunda da bi yerlerde yicek ekmeğim varsa yerim iş bulamıyor muyum hiç te öyle diil iş beni bulsun modundayım.Bu arada çok güzel bir işi kaçırdım hem de burnumun dibine kadar gelmişken ama demekki hayırlısı böyleymiş die düşünüyorum.Hiçbişiyi iplememeyi işte aşkta her konuda seçici olmayı öğrendim çünkü hayallerim var benim :)

Neyse bakalım kaldığımız yerden hiç ara vermemişcesine bloğa devam etmek lazım çünkü çok özledim bloğumu.Benim ilhamiler gitmeden bi kaç renkli kare döşeyeyim :)

Önce deniz keyfi..


 Sonra daha önce burada ve burada değindiğim malumunuz yer;yine Seferihisar :)

Kavak yelleri dizisinin çekildiği evlerden biri(Aslı karakterinin eviymiş ben izlemiyorum)bu arada dizinin son 8 bölümü başladığı yerde yani Seferihisarda çekiliyormuş.İzleyenlerine duyurulur..






 Şu atı çalsa mıydım acaba :D

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Doğumgününden..

Aslında benim en büyük ganimetin sağlığım ve ailem ama doğumgünü vs. gibi günlerde insan işin eğlence kısmı olan ganimetleri de topluyor :D

Annem,babam,2. annem(ablam) ve artık ailemizin bir parçası olan abim dediğim Ömercik(eniştem) iyi ki varsınız sizleri çok seviyorum.



Doğumgünü ganimetlerimden yüzümü en çok gülümseten bu minik süzgeç yavrusu oldu :)


Eniştem aldıkları hediyelerin yanısıra muzipliğine bana bu süzgeci de almış :D
Şimdi bunun bi hikayesi var.Biz genelde ablam,eniştem üçümüz takılırız ve gezerken ben kesinlikle çeyizime bişiler bakıyor olurum.Hatta ablamın çokta önemsemediğinden dolayı bilmediği esse,bernardo bilmemneyi de ona  öğretip  pahalı tabak çanak alma alışkanlığı kazandırdığım için yer yer eniştem bana kızar.Sokma bunun aklına böle şeyleri,ablana da gösterip durma der :D

Bigün yine geziyoruz tabi nerde tabak çanak var ben orada.Çok uzun zamandır aklımda bu süzgeçlerin ya beyazını da ya da kırmızısını hatta ikisini birden almak  vardı:)

Efendim süzgeç deyip geçmeyin bu çok beğendiğim süzgeçler 25 tl civarında.İkea,bernardo,esse,5m Migros evet hepsinde de yaklaşık ederi bu.Birgün bu süzgeci alıcak oldum eniştem,"kızım sen manyak mısın bir süzgece bu para verilir mi altı üstü bi makarna filan süzecen yani git ucuz bişi al" demişti.Yok illa alıcam ama henüz evlendiğim yok belki birgün ucuzlar diyerek almayı ertelediğim bi üründü.

Dün de annemle pazara giderken bir züccaciyenin önünde gördüm o beğendiğim süzgeçlerin minikleri çıkmış hem de rengarenk.Dönüşte alırız, dönüşte de elimiz dolu başka zaman alırım derken yine alamadan eve geldim.Üstelikte fiyatı kendi gibi sevimli 5 tlydi :)

Akşam da doğumgünüm vesilesi ile ablamlara gittik bana ilk bu hediye verildi.Eniştem,"Fulyacım kusura bakma senin o çok beğendiğin süzgeçler pahalıydı onu alamadık ama yavrusunu alabildik" dedi ve bu minik yavru süzgeci verdi :D o kadar sevindim ki kalbim çok temizmiş dün bu süzgeç benim oldu :D
Bu minik yavru süzgecin annesini de daha sonra alıcam :)
 Büyüklüğünü göstermek için çektim bunu.

 Bunlar da diğer ganimetler :)

29 Mayıs 2011 Pazar

27

Bugün benim doğum günüm;öylesine birgün işte.
Yalnızlığın vermiş olduğu bir duyguyla demin baya bir ağladım :)
Ailem var evet çok sevdiklerim ama insan başka türlü sevgileri de tatmak istiyor bu hayatta.Size bişi söyliyim mi ailem ve dostlarım doğumgünümü kutlamasa inanınki üzülmem çokta sallamam böle şeyleri ama doğumgünlerimde içimi burkan bi tek şey var o da birinin en kıymetlisii en özeli olmayı istemişimdir hep bu günde.O en kıymetlisi olduğum kişi acaba bana ne sürpriz yapıcak die heyecan içinde olmayı isterdim.Bi yanım hep eksik.Şükrediyorum ama bazı duyguların eksikliğini çok fazlaca yaşıyorum.

Yine bir doğum günü yine yalnız bir gün yine anlamsız manasız ve benim için bomboş bir doğumgünü daha :(

Umarım bundan sonraki doğumgünlerimde birinin en kıymetlisi olurum ve özel günlerim benim için daha da bir anlamlı olur.

Benim için dua edin olur mu :)

22 Mayıs 2011 Pazar

Pazar Kahvaltısı

Bu sabah kahvaltı yapmak için Güzelbahçe/Yelki tarafındaki Locca Garden'a gittik.









Hiç hesapta yokken Güzelbahçe'den Seferihisar'a..

Altımızda araba olmadığı için Seferihisar'dan Sığacık'a..




Sığacık pazarında elemeği bi çok şey bulmak mümkün

Seferihisar-Urla tarafları enginarın yeridir.Zaten Egeliler enginarı pek severler.Ben malesef bu muhteşem tadı 3 yıl öncesine kadar hiç tatmamıştım ama artık vazgeçilmezlerim arasında :)
Tanesi 50 kuruştan 10 tane enginar aldık.İzmir'e nazaran daha uygundu fiyat.




Gördüğüme en sevindiğim ve şaşırdığım şey bu oldu;ipekböcekleri..
Biz küçükken modaydı;ipekböceği yetiştirme die bişi vardı bizim çoçukluğumuzda.
Ablam birgün ipekböcekleri hava alsın die kutusunu camın kenarına koymuştu ama rüzgardan sokağa uçmuşlardı ve ne yazık ki üzerlerinden araba geçmişti  ve biz bunu görünce çok ağlamıştık.
Öyle işte yok olmuş tükenmiş ipekböceklerini tekrar görmek beni gerçekten şaşırttı :)




Türk'ün aklı her zaman her yerde orjinal fikirlerle :)
















Altımızda iyi ki arabamız yokmuş.Hayır yani olsaymış İzmir'den girip Türkiye'nin öbür ucundan çıkıcakmışız yani :D

Çünkü gidiş-dönüş toplamda 7 araç değiştirdik.Hayatımda ilk defa bu kadar çok vasıta değiştirdim aynı gün içinde.Benim için keyifli bir gezi oldu;tam bir seyyah misali.. :)