12 Nisan 2011 Salı

Bir Hayal...

Böyle bir arabam olsa keşke..Ve yaz gelse bir an önce..
Bana keyif katan bir kaç dost da alsam yanıma 
ve dolaşsam tüm sahil beldelerini :)



7 Nisan 2011 Perşembe

Sony mi Nikon mu?

Bu soruyu aslında makineyi almadan önce sormam gerekiyordu hatta sorucaktım da ama ne kararsız insansın ne alıyosan al git işte dedim.Makineyi alalı da baya oldu zaten.

Bugün çok güzel resimler çeken,görsellerini çok beğendiğim bir blogta tesadüf eseri eski bir postuna rastladım Sony dijital bir makine almış.Görünce bir kez daha üzülüp bu sefer duygularımı dökme ihtiyacı hissettim :)

Ben yaklaşık 6 yıldır dijital makine kullanıyorum ve bir Sony eskittim(o harbiden ilk aldığımız günden beri sorunlu bir makineydi ki 6 yıl önce 850 tl gibi bir mebla bayılmıştı ablam).Onun üzerine yine bir Sony aldık ve çok memnundum fakat ablam evlendikten sonra makine bir onda bir bendeydi.Benimde bir makineye ihtiyacım oldu üstelikte kendi alınterimle alacağım ilk en pahalı elektronik eşyam o olucaktı :)

Aklım tabiki Sony'deydi benim marka takıntım yoktur fakat memnuniyet ve alışkanlık olduğundan dolayı Sony die tutturdum.Nakit alıcağım için fiyatta önemliydi.Bütçemin dışına çıkmam mümkün diildi :)

Sony nin bir modelini gözüme kestirip onu araştırmaya koyulmuştum ki Media Markt'ta tam da fotoğraf makinelerinden sorumlu yakın bir dostumuzun bilgilendirmesiyle o makinenin lensinin Sony Lens olduğunu öğrendim.Benim diğer kullandıklarım Carl Zeıssti ben tüm Sonyler öle zannediyordum ne bilim yeni bişi öğrenmiş oldum  :)

Neyse Carl Zeıss olsun madem almışken dedim kesenin ağzını biraz daha açtım :)

Görevli arkadaş o an almamamı,o ürünün kısa bir zaman sonra indirime gireceğini ve bana haber vereceğini söyledi.Aradan bi zaman geçti ve haber geldi.İndirim Media Markt'ta diil Best Buy'daydı ve ben hastalıklardan dolayı gidemedim kaçırdım.Neyse dedim Media Markttaki indirimi beklemeye devam..

Tabi bu anlattıklarım 2-3 ay gibi bir süreçti :)

Bigün Teknosa'ya girdim tabi fotoğraf makinelerine filan da öylesine bakıyorum oradan almak niyetinde değilim zaten.Oradaki görevli arkadaş ben Sony'lere bakarken kalktı bana Fuji gösteriyor bende kesinlikle Sony'nin dışında bir marka düşünmediğimi hele ki Fuji gibi bir marka asla almıcağımı söyledim.aa dedi neden allem etti kallem etti filan.Ben dedim sen Fuji'den prim filan alıyorsun heralde burada bu kadar daha kaliteli ve pahalı ürünler dururken bunu satmak merakın niye ? :D

Neyse zaten karışık olan aklımı daha da bir karıştırdı.Bu arada aklımın karışıklığı makinelerin özelliklerini çok fazla anlamadığımdan dolayıdır.Yoksa alışverişlerimi anında kafaya koyar ve çok seri bir şekilde yaparım.Çocuğun o an Fuji ile çektiği resmin renk kalitesi Sony'ninkinden harbiden daha güzeldi.Dedim bu çocuk beni döt etmek için Fuji'yi küçümsedim ya kesin dedim bi ibnelik yaptı.Sen dedim Sony'le çektiğini gece ayarı filan yapıp mı çektin bakim gülüşüyoruz filan tabi :D

Çocuk bu arada Carl Zeıss'e de bok attı.Bende kendisine Carl Zeıssın kalitesini gözlük sektöründe olmamızdan dolayı da bildiğimizi söledim :D

Biz birbirimize gol atmaya çalışıyoruz yani öle bir hal almıştı durum :D

Çocuğa Allah seni ne biliosa öle yapsın zaten anlamadığım için kafam karışıktı hepten ne alacağımı şaşırttın bana dedim.Çok iyi bir tezgahtarsın ağzında iyi laf yapıo die hakkını vermeden de edemedim :D

Neyse o gün çıktım oradan biraz daha kalsam elimde Fuji makine ile çıkabilirdim yani o nedenle hemen uzaklaştım:D

Aradan bir zaman geçti bu arada tabi benim Sony sevdama gölge düştü ben nie bunu takıntı haline getirdim fotoğraf makinesinde piyasayı önde götüren tabi ki Nikon va Canon dierek o makinelere yöneldim ha bu sefer işim daha bir zorlaştı bu markaları daha önce hiç kullanmadım.Bu arada ablam da aman başka bir marka dene bu sefer beğenmezsen ben benim Sony'i veririm sana bile dedi saolsun :D

Bu sefer bütçeme uygun Nikon'dan bir model belledim elimdeki eski Teknosa broşürlerine baktım filan işte 379 tl gibi bişiydi.Ben birgün bu seferde o yeni bellediğim modeli araştırmak için(Media Markt ve Best Buy uzak olduğu için sırf fiyat bakmaya gidemezdim)Teknosa'ya girdim.O bana Fuji'yi öven çocuk yoktu ohh dedim rahat rahat bakarım.Çocuk beni görse yine mi sen,hani Sony alıyordun noldu bu sefer Nikon'a mı döndün diyemicek die seviniyom :)

Bir arkadaş ilgileniyor yine Fuji övüyor ya dedim burada bir arkdaşınız daha bana sürekli Fuji övdü ben düşünmüyorum dedim.O arkadaşınızda zaten kafamı karıştırdı dedim o geçenki muhabbeti anlatıyodum ki sen o çocuk karşıma çıkmasın mı beni hemen görünce şebek gibi sırıtıyor tabi :D

Hemen beni tekrar o devraldı.Ben dedim bu sefer aklımı karıştırmana müsade yok ben kafaya nikonun bu modelini koydum çünkü bu sefer alıp bu işten kurtulmak niyetindeyim.Üstelikte ben o makineyi 379 tlye alıcaktım ki o makinenin 269 tlye indiğini gördüm daha da bir sevindim :)

Neyse o Nikon'u aldım çocuk tabi makinenin ayarlarını filan yaparken hala bana gülüyor Fuji almadın bunu aldın salaklık ettin der gibi :)

Bana bak içime kurt düşürme zaten aklım karışık dedim.
Sen 3 ay sonra gelirsin buraya dedi görüşürüz yine.Ben dedim niye?

Ha tabi  memnun kalmıycam bir sorunla gelecem diyosun dimi avcunu yalarsın sorun bile çıksa emin ol sana ben demiştim dedirtmemek için Teknosa'nın Konak diil kendi semtimdeki şubesine giderim bida beni göremiceksin dedim :D

İşte böle bu kadar kararsızlığın ardından 1 aydır yeni makinemle oynuyorum ama aklım hala Sony'de.

Bu arada gönül isterdi ki dijital diil profesyonel bir makine almak.Fakat o makinelere bütçem şu an için yetmez.Ancak unumu eleyip eleğimi duvara astıktan sonra(çeyiz için yatırım yapma işlerim biterse eğer :D)alabilirim.Gerçi o makineler daha bir fonksiyonlu onları hiç anlamam ama profesyonel bir makinede de Nikon'dan şaşmam gibime geliyor :)

3 Nisan 2011 Pazar

Bir Vesile...

Şu an nette dini bilgiler içeren öğüt tarzı şeyler okuyarak vakit geçiriyorum.Aslında böle şeyler bahsederken çekinirim yanlış bir laf etmekten  ya da dini bilgilerde çok yeterli olmadığımdan dolayı.Neyse içimden geldi paylaşmadan edemiycem :)

Bizim bir din öğretmenimiz vardı.Ben ortaokul ve liseyi aynı okulda okuduğum için 6 yıl boyunca din derslerimize hep bu öğretmen girdi.Bu hoca sözlü notlarından birini şuna verirdi.

Tüm sene boyunca 32 ve 54 farz,namaz duaları ve surelerini ezberletiyordu.Farzları maddelere ayırmıştı.Atıyorum bir hafta ilk 5 madde diğer hafta sonraki 5 madde gibi.Dua ve sureler de her hafta birer tane olmak üzere okunur ve okursak bir artı okuyamazsak ise eksi alırdık.Tüm sene eksileri artıya çevirme hakkımızda vardı.Bir hafta ders işler bir hafta bu ezberleri yapardık.

Liste sırasına göre herkes öğretmen masasına gider ellerimizi bağlayarak ezberlediğimiz dua yada sureyi hocanın duyabileceği kadar ses çıkararak okurduk.Yani ezberleyemeyen rencide olmazdı,edilmezdi.

Neyse bu artılar yıl sonunda her artı 5 puandı sanırım hatırlayamıyorum sene sonunda hocamız öyle bir ayarlamıştı ki tüm artılar toplandığında 100 oluyordu.(sadece Ayet-el Kürsi 10 puandı)

Ben orta 1 den lise sona kadar Ayet-el Kürsi dışında herşeyi ezberledim.Zaten Ayet-el Kürsi en sondaydı yani karne gününe yakın en son okuduğumuz duaydı.Ayet-el Kürsiyi uzun olduğu için ve sene sonuna kadar zaten hep artı alıp sözlü notumu 90 yaptığım,yazılılardan da  5 aldığım ve din dersimin de karneye 5 geleceğini bildiğim için sözlü notumun 100 olmasına gerek görmez üşengeçliğimden,fazla puan hırsı da olmadığından  dolayı ezberlemezdim :)


geldik lise sona artık mezun olucaz ve eğitim döneminin artık sonuna geldik karneler yazılıcak notlar teslim edilicek falan fıstık.

O ezberlemediğim Ayet-el Kürsiyi  artık ezberlemenin vakti zamanı geldiğini ve artık sözlü notumun 100 den 5 olmasını istedim çocuk aklı hırsa geldim son sene :)

Bu duayı daha doğrusu ayeti ezberlemem işte bu vesile iledir.

ve ben o gün bugündür yani yaklaşık 10 senedir bu ayeti içimden sürekli okurum.Sen de günde 100 kere ben diyeyim sayısını bile bilmiyorum sürekli okuyorum işte :)

Bazen o hocama Allahım ondan razı ol bu ayeti bu hocanın vesilesi ile ezberledim sevabı ona olsun der minnetle anarım hep o hocamı.

Öğretmenlik gerçekten kutsal bir meslek.İnsan;aile,çevre ve öğretmenlerinin verdikleri ile şekilleniyor çünkü :)

Ha bunun yanı sıra kişinin kendi kalbi ve beyni olmazsa tüm bunlar boş kalır o da ayrı bir mesele :)

1 Nisan 2011 Cuma

Bir Çift Ayakkabının Hatırlattıkları..

Yazmaktan öyle uzak kaldım ki nasıl bir konuyla tekrar dalış yapıcağımı bilemedim ama bi yerden girmek lazım :)

Dün alışverişe çıkmıştım.Üzerindeki çıtır çiçeklere vurulup baharda giyerim die ucuz yollu bir ayakkabı buldum.Ben ayakkabı alınca hemen alıp ayakkabılığa koymam sanki yarın bayrammış gibi odamın bir köşesine koyar bi süre ölece şebek gibi bakar dururum :)

Yeni bişi almış olmanın sevincinin yanı sıra içimde tuhaf bir duygu oluyor.Bunu bir babet alışverişinden sonra da yaşamıştım.Babet diyorum çünkü aynı hisse çizme ya da daha dişi,topuklu filan bir ayakkabı aldığımda kapılmıyorum.Babet gibi ya da bu ayakkabı gibi düz,daha masumane tipli ayakkabılarda bu hisse kapılıyorum(hiç giymeden önce oluyor sadece)

Ölürsem acaba kapının önüne hangi ayakkabımı koyarlar die düşünüyorum :)
ben zaten anneme hep "anne bak ben ölürsem kapının önüne en güzel,en cıvıl cıvıl,en yeni,en temiz ayakkabımı koy" diyorum :)

Ölümle dalga geçtiğimi filan zannetmeyin aksine çok fazla önemsiyorum her an paranoyak gibi ölüm hissiyle de yaşamıyorum ama en azından bu dünyanın 3 günlük dünya olduğunun bilincinde ve genellikle buna göre yaşamaya çalışıyorum.

Hım işte böle bir çift ayakkabı ilk aldığımda daha tertemizken hep kapı önünü anımsatıyor fakat benim ölmeye şu an için hiç niyetim yok(tövbe tövbe :)) daha önümde bahar var havalar ısınsın da ben bu yeni ayakkabılarımı giyip çimenlerde hoplayıp zıplayayım :)

Evvet ayakkabıdan girip ölümden çıkış yaptık bu nasıl bir yetenektir alışveriş sevincini kasvetli ama bir o kadar da bilinçlendirici bir sonla noktalamak :)

Ama bakın ben bu kadar kötü değilim aylar sonra bir post girip okurlarımın içini kasvetlendirecek kadar :)

İlk önce ölümün soğukluğunu hissettirip sonra yüzünüzü gülümsettim mi gülümsetmedim mi kabul edin şimdi :D