12 Ekim 2009 Pazartesi

Kurdele Nakışı Basit Çiçek Yapılışı

                              
Kurdele nakışını hep beğenmişimdir.Aklımın bir köşesine,öğreneceklerim arasına eklediğim bir hobiydi. :) Benimki pek aman aman kurdele nakışı değil elbet;basit bir çiçek yapımı ama bu basit çiçeklerle bile çok güzel işler yapılabilir,hiç yoktan iyidir. :)


Yapım aşaması ise şöyle;
      1. 39 cm uzunluğunda kestiğimiz organze kurdeleyi zigzag şekilde teğelliyoruz(zigzag aralıkları büyük olunca güzel oluyor,ben de yapa-boza çözdüm bu durumu :) )

      2. Sonuna kadar teğellediğimiz kurdelenin en altından ipi çekerek kurdeleyi büzdürüyoruz.

      3. İğneyle alttan yukarı çıkıp kurdeleyi sağlamlaştırıyoruz ve inciyi ipe geçiriyoruz.

      4. Bi kaç kez daha aşağı yukarı batıp çıkıp inciyi sağlamlaştırıyoruz. 
 
Ben bu çiçekleri tülbent kenarı için yaptım.Bi kaç güne elimdeki iş bitince onu da paylaşırım.

4 Ekim 2009 Pazar

Karşıyaka'da Güneşli Bir Güne Merhaba :)

Bugün içim dışım tabak-çanak oldu.Ablam nişanlı,malum bigün evlenecek bu nedenle çeyiz denen şeylere bakmaya gittik.Kütahya,Güral Porselen,Karaca,Jumbo,Maas bakmadığımız tencere-tava,çatal-kaşık,kahvaltılık kalmadı.Bu güneşli güzel pazar gününü tencere-tava bakmakla geçirmeyecektik elbet,haydi bi Karşıyaka yapalım dedik.Daha önceden Karşıyaka'yı biraz anlatmıştım takip edenleriniz bilir.Bunlarda anlatmadığım,göstermediğim kısımları :)
Karşıyakalılara nerelisin dediğinizde İzmirliyim demezler,Karşıyakalıyım derler.Karşıyakanın ayrı bir yer olduğunu düşünürler.Kendilerine has 35.5 kavramları vardır.Hatta plakalarına 35½ yazdıranları bile vardır :D
Ha birde bu vatandaşlarımız ksk maçlarında "kaf kaf kaf sin sin sin kafsin kafsin kaf " die bağırırlar.

Bu arada ben Şirinyerliyim ve Ksklıların bu tutumuna gıcık olurum efendim sizde İzmirlisiniz kabul edin aaa :D

Gördüğünüz gibi bu vatandaşlar her yere 35½ kavramını yazarlar,çizerler..

Bende kendime kavram oluşturdum:"35+58" liyim :D


Bugün çok yoruldum biraz susmak istiyorum,resimler konuşsun gereken yerde müdahale ederim :)
                            




 kaynamış süt darı;bayılırım :)


Uçurtmaların dansı..



İzmir gençliğinin bayıldığı mekan;Barınak
Bu arada buralar daha önce gösterdiğim Karşıyaka çarşısının ilerisi Mavişehir oluyor..



Benim kafam kalabalığı götürmez,hele ki tiki tarzı(o tarzı kim bulduysa artık)yurdum insanının takıldığı mekanları hiç götürmez
İçim geçmiş galiba :D Barınakta oturmaktansa az ilerisinde yaşlı amcamlar-deyzemlerle birlikte balik-ekmek yemeyi tercih ettim.

Manzara çok güzeldi.Ortam çok kalabalıktı ama gürültü yoktu denizin sesini dinleyip,kokusunu içime çekebildim.

Biri beni dürtsün :)




Uçan kuşlar,martılar
Yeşil tatlı bir bahar
Gülen şen sevdalılar vardı..

Yorgun düştüler..







karnımızı doyurup dinlendikten sonra doğru EGS ye


Not:Sevgili Cevat Durak(Ksk. Bel. Başk.)bu ne?
Şu mükemmel Karşıyaka'ya yakıştı mı? Bugün Karşıyaka,Bostanlı,Mavişehir'i teftiş ettim her yer harikaydı ama şurası gözümden kaçmadı,bir iki çöpçü yolla da orayı(egs'nin ordaki köprü)temizletiver bi zahmet el atıver duruma :)
                         

3 Ekim 2009 Cumartesi

Hayatımıza Giren Msn İfadeleri ve Youth Passport
















Hani bi yerden gelirsiniz ve çantanızı yatağın üzerine atıverirsiniz içindekiler yatağa savrulur.İşte demin yatağın üzeri o vaziyetteydi :) zımbırtıları çantaya doldururken hoşuma giden şu sevimli deodorant şişesini göstermek istedim.Msn ifadelerini çok sevimli buluyorum ve insanın ruh halini yansıtan anlamlı ifadeler olduğunu düşünüyorum.Beni youth passport ile tanıştıran ablam,bu sefer benim çok hoşuma gideceğini düşündüğünden ve kokusu da güzel olduğundan youth passport serisinden messengeri seçmiş benim için :)
Youth Passport ürünleri bildiğim kadarıyla İzmir'de sadece Hobi Parfümeri  mağazalarında satılıyor ve bu ürünler deo-parfüm olarak düşünülmüş,kalıcılığı çok fazla güzel bir ürün.Ben daha önce yine bu serinin music olanını kullandım ve bayıldım messengerdan daha güzel ama bunun şişesi daha sevimli :)

1 Ekim 2009 Perşembe

Bayanların Çilesi :)

Eski bloğumdaki kıymetli yazıları buraya aktarmak istiyor fakat üşeniyorum.Yavaş yavaş aktarmaya devam edeceğim artık napalım(İzmir tanıtımı yazılar ve yemek tariflerimi özellikle).Eski yazıları kurcalarken şu sevimli ayıcıklar dikkatimi çekti buraya da ekleyeyim dedim.Günümüzde bazı insanlar var ve çalışmayan bayanları küçümsüyorlar(örneğin beni :D ) aslında evhanımı olmak bence daha eziyetli neden çünkü;sigortasız ve parasız çalışıyorsun :)

Bu arada annem salı akşamı acil bir şekilde Uşak'a tekrar gitti(işler bana kaldı).Çünkü anneannem yoğunbakımdaymış.Kışın böle bir durumu yaşamıştık beyninde kan pıhtılaşması gibi bi durum vardı bu da felç ya da ölümle sonuçlanabilir diyorlardı.Anneannem aslında İzmir'de oturuyor ama 4 aydır Uşaktaydı gönül gözüyle memleketi,kardeşlerimi,yeğenlerimi göreyim diyordu.Kadın bi gitti geri gelmio 4 aydır göremiom.Bu hastalığın orada başına gelmesine ve onu son kez göremezsem die çok üzüldüm;şu 2 gündür çok sıkılıyordum ama şükür dün servise çıkarmışlar ve anneannemle konuşabildim.Hemen dedim hastaneden çıkar çıkmaz İzmire geri dönüon özledik be Ümmüş :) annemde bu akşam sanırım geri gelecek.

Neyse ev hanımlığı zor iş;ben ki evde,bu tip işlere alışık biri olmama rağmen annemin yokluğunda hergün temizlik yap,bulaşık yıka,yemek yap rutine bağlandım.Günümü başka işlere de ayırmak istiyorum ama yetiştiremiyorum ya ben çok mıymıyım ya da ev işleri bitmek bilmeyen bir iş çeşidi. :) Siz beyler  lütfen çalışmayan insanlara "akşama kadar ne yaptınki" diyip durmayın öle diyenlere ben sinir oluyorum,2 gün evde durunda ne kadar iş çıkıyo bir görün.




ortalığın tozunu alırız


ortalığı süpürürüz

heryeri sileriz

fırçalarız

dikiş diker,örgü öreriz

yemek yaparız

bulaşık yıkarız

çamaşır yıkarız


ütü yaparız

evleniriz

çorcuk yaparız;kimimiz hem kariyer,hem çocuk yapar ki ben onları çok takdir ederim :)



çocukları büyütürüz

etrafa sevgimizi dağıtırız







Saçımızı süpürge ediyoruz daha ne yapalım.Ben şimdi çıkıyorum şu resimdekilerden gözüme kestirdiğim bi kaç tanesini yapacağım :)

Not:Saçı süpürge olmuş ayıcık resmi aradım bulamadım :P

26 Eylül 2009 Cumartesi

Kırmızı Helva


Annem az önce bayram ziyareti için gittiği memleketi Uşak'tan döndü.Hem anneme kavuştuğum için hem de bana kalan işlerin artık bana kalmıcak olmasından dolayı çok sevinçliyim :) Ben Uşak'a en son 8 sene önce gitmiştim.Annemse 10 yıldır filan gidemiyordu.Zaten anne tarafından yakın akrabalarımız(anneannem ve dayımlar)İzmirdeler ve altlı üstlü oturuyoruz.Annemin dayıları,teyzeleri,kuzenleri kısacası sülalesi oradalar.Uşak deyince akla ilk,meşhur tarhanası ve köy ekmeği gelir.Ben çocukken hatırlıyorum da bu kırmızı helva da hep aklıma gelirdi.Ne zaman Uşak'tan biri gelicek olsa,bi isteğiniz var mı dediklerinde bu helva için kendimi yırtardım hatırlıyorum :) ama yemin ediyorum yemeye yemeye böle bi helvanın olduğunu bile unutmuşum :S demek ki epeydir ne görmüş ne yemişim.Annemin,memleketinden getirdiklerini yerleştiriyordum ki anaaaam ne göreyim "kırmızı helva".Altın bulmuşum gibi şaşırdım,diyorum ya unutmuşum die :) hemen tatlı krizimi giderecek kadarını yedim ve bu güzel helvayı sizlere tanıtmak istedim.Bu galiba Uşak'a has bişi,bilmiyorum başka yerlerde de var mı ama ben Uşak'ın die biliyorum.

25 Eylül 2009 Cuma

Evde Mahsur Kaldım



Evet şu an itibariyle evde kilitli kalmış bulunmaktayım.İlk kez başıma böle bişi geliyo.
Annem bayram sebebiyle memleketi Uşak'a gitti.Evde babam,ablam ve ben kaldık.Yemek yap,ortalığı topla,çamaşır yıka,sabah 6:30 da uyan babaya kahvaltı hazırla filan bi şikayetim yok ben zaten potansiyel evhanımıyım,elimden gelen işler. :) Neyse bu akşam dışarı çıkmam gerekiyor ve babamdan iznimi almıştım;"babacığım yarın işten geldiğinde yemekleriniz hazır olur,Funda'yla yersiniz".Funda'ya da "yarın işe anahtarını al git,ben belki sen gelmeden evden çıkmış olurum" dedim, hatta ve hatta unutkan,dikkatsiz biri olduğunu bildiğimden çantasına evimizin anahtarlarından birini attım ve söyledim de "bak anahtarları çantana koydum" dedim.Demin itibariyle kapıyı açmak istedim,halbuki bi yere gideceğim filan da yoktu şeytan dürttü heralde :) Kapı açılmıyor,dedim üstten kilitledi gitti galiba çünkü ben uyurken ablam işe gitmiş oluyor.Neyse evimizin yedek anahtarına baktım ki yok,evet benim çok akıllı ablam 2. anahtarı da alıp gitmiş,ben evde kilitli kalmışım :S Ablamı aradım,biraz söylendim hatta bağırdım ki bida yapmasın :) neyse yarım saat sonra sanırım özgürlüğüme kavuşacağım Allah'tan işyeri otobüsle 10 dklık bir mesafe,demin aramış bir de diyor ki;" Fulya birazdan geliyorum bari boşuna gelmiş olmıyım,patates kızartıversene işyerine getiririm,öğlen yemeğim olur ".Güler misin ağlar mısın bu kız beni deli ediyor ama onu yine de seviyorum,hadi ben gideyim şu kıza öğlen yemeğini hazırlıyım.

Bu arada evde kilitli kalınca aklıma hemen cezaevindeki insanlar geldi.Ben 2-3 saat kilitli kaldım ,özgürlüğüm kısıtlandı ve sinir oldum.Özgürlük gibisi yok.Hani bazı anneler vardır bakkala,markete giderlerken küçük çocuklarını eve kilitleyip giderler,ya da evde bi yaşlıyı bırakıp kapıyı üstünden kilitleyip gidenler olur,onlara çok kızarım ben;ya evde yangın çıkmış olsa(yangın felaketini yaşamış biri olarak bunun ne kadar anlık ve tehlikeli bir durum olduğunu biliyorum)ne kadar çaresiz bir durum.Kendimi felaket tellalı gibi hissettim ama olmaz işler değil bunlar.Daha dikkatli olmak dileğiyle :)

Düzeltme:Özgürlüğüme kavuştum ve bu özgürlüğü kutlamak adına karşı komşumuz olan arkadaşıma kahve içmeye gideyim bari :)

24 Eylül 2009 Perşembe

Nişan Tepsisi Süsleme



Örf ve adettendir nişan sonrası bohça getirip götürmek.Bohça ya sade olarak,ya süslü sepet,ya şimdilerde çıkan minik sandık,ya da taa eskilerden kalma gelenek olan tepsi içerisinde verilir.Liseden çok sevgili kardeşim Ş. nişan olmuştu,önceden bahsetmiştim.Bir zamanlar aynı sıraları paylaştığım dostumun nişan tepsisini süslemek bana nasip oldu.Allah bu günleride mi gösterecekti,biz ne zaman büyüdük. :)
Gerekli Zerzevat:
  • tepsi
  • renkli jelatin
  • makas
  • bant
  • kurdele
  • alüminyum folyo
  • elinize geçebilecek her türlü çiçek,böcek,nazar boncuğu
Öncelikle alüminyum folyodan uzun bir parça koparıp elimle kırıştırdım.Tepsinin her yanını tepsi görünmeyecek şekilde folyo ile kapladım,bantlarla sabitledim(zaten görünmüyor).İçine örf ve adet gereği konulması gereken zımbırtıları;iç çamaşırı,patik,havlu,pijama takımı,seccade,başörtüsü vs. döşedim.Jelatin ile tepsinin tamamını kapadım,kurdele ile bağlayıp arasına vazodan gözüme kestirdiğim bir yapma çiçeği sıkıştırdım.Her yanına çengelli iğne ile nazar boncuğu taktım ve tepsimiz servise hazır :)

Not:Aslında yaratıcı bir insan değilim ama elde olan malzemelerle ortaya iyi kötü bişi çıkarabiliyorum.Ayrıca tüm değerlerimizi yitirdiğimiz günümüzde,böle örf-adetlerin devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve bu atraksiyonları çok seviyorum:)

19 Eylül 2009 Cumartesi

Şanssızlığın Böylesi


Yeni eve taşındık,içimizde yeni yazı ekleme,diğer blogdaki kıymetli yazıları buraya taşıma hevesi var gel gör ki hesap açılmıyor olacak iş mi? Bu sıralar zaten günde bin defa açıp kapattığım bilgisayarımı 1-2 kez açar oldum;açtığım her anda da sayfa görüntülenemiyor yazısıyla karşılaştım."Çok saol yaa blogspot,vallahi çok saol" bana çok güzel bir karşılama töreni yaptın.Bak blogspot ben hatalara alışık bi insanım;blogcu senden daha çok hata veriyordu emin ol,oraya katlanıyordum çünkü "ilk göz ağrımdı" ama sana katlanmam söliyim.Eğer bir daha hata ver bak kendimi wordpress yaparım ona göre :)
Şaka bir yana,gerek erişim sorunu gerekse benim nete fazla girmeyişim dolayısıyla bir aksaklık oluştu ama bayram sonrası  bir depar atıcam beklemede kalın.

Herkese şimdiden sevdikleriyle birlikte geçireceği güzel bayramlar diliyorum :)

10 Eylül 2009 Perşembe

Ceeee :)


Ocak 2007 de Blogcu'da başlayan blog tutma sevdama,ani bir kararla Blogspotta devam etme kararı aldım.Kararımın sebebi ilk evimde,lütfen bida bida yazdırıp beni salya sümük ağlatmayın.

Hadi bakalım yeni evime hoşgeldiniz halı malı döşeyip iki koltuk atayım bari misafirler ayakta kalmasın :)

9 Eylül 2009 Çarşamba

9.9.2009

Hep hayalimdi 9 Eylül 2009 da evlenmek :)
Sayıların uyumu,İzmir'imin kurtuluşu,üstelik İzmir'in 2. kurtuluşu -ben evlenince benden kurtulmuş olucaktı ama olmadı aman neyse üzülmüyorum çünkü bugün hava çok kapalı,yağışlı iyi ki bugüne yetişememişim böle içimi karartan bir günde evlenmek istemezdim. :)  Benim hayalim her ne kadar suya düşmüş olsa da bugün,anlam ve önemini koruyor,İzmir kurtuluşunu kutluyor.Geçen sene,bu günle ilgili çocukken ne biliyorsam kafamda nasıl bir kurtuluş canlandırıyorsam yazmıştım biraz komikti gülmek isteyen olursa şuraya alalım.